Şehir hayatının karmaşasının içinde, trafik kuralları ve insan hayatı sıklıkla göz ardı edilir hale geliyor. Her gün karşılaştığımız trafik ihlalleri, dikkatsizce yapılan hamleler ve kuralsızca sürülen araçlar, sadece trafik düzenini değil, hayatları da riske atıyor.


Şehir hayatının karmaşasının içinde, trafik kuralları ve insan hayatı sıklıkla göz ardı edilir hale geliyor. Her gün karşılaştığımız trafik ihlalleri, dikkatsizce yapılan hamleler ve kuralsızca sürülen araçlar, sadece trafik düzenini değil, hayatları da riske atıyor. Trafik ışıkları, yayalar için kırmızıyken araçların hareket etmemesi, yeşil yanarken yayanın güven içinde karşıya geçmesi gereken bir gerçek. Ancak, işte tam da bu noktada, "PARDON" adeta bir tümseği örterek sorumsuzluğu ve ihmalin acımasız sonuçlarını örtmeye çalışıyor.

Bir örnek verelim: D 100 Gaffar Okkan Caddesi ışıklarında servis minibüsü, yeşil ışık yandığı halde yolun ortasında durmuş bekliyor. Siz de dikkatli bir şekilde hızınızı kesip yeşil ışığı görmezden gelemeyen bir sürücü olarak ilerliyorsunuz. Ama beklenmedik bir anda bir yayaya çarpmamak için frene basıyorsunuz. Şükür ki dikkatlisiniz ve ölümcül bir kazayı önlemişsiniz. İşte burada suçlu kim? Kim hatalı? Kimin ihmal ettiği konusu yüze vurur gibi duruyor.

Daha da çarpıcı olanı, hatanın farkına varıldığında dile getirilen "PARDON". Evet, gerçekten de pardon. Ama sorumlulukları ve sonuçları örtmeye yeter mi bu kelime? Kendi dikkatsizliğini ve kuralsızlığını "pardon"la örtbas etmeye çalışan birinin yaklaşık bir saniyelik hatalı bir hamlesi, başkalarının yaşamlarını altüst edebilir.

Üzücü olan ise, sokaklarda gördüğümüz trafik ihlalleriyle gezen birçok insanın, kuralları tanımazca davranışlarına karşı bir savunma mekanizması olarak "pardon" kelimesini kullanmaları. Bu durumda suçlu kim oluyor? Kuralları takip eden mi, kuralsızca hareket eden mi? Her bir kuralsız hareket, bir facianın öncüsü olabilirken, bir "pardon"la vicdanlar sakinleştirilmeye çalışılıyor.

Peki, gerçekten de birinin hayatına mal olan bir ihmalin ardından "pardon" yeterli mi? Hayır, asla yeterli değil. Trafik kuralları sadece toplumu düzenlemekle kalmaz, hayatları korur. Her birey, trafikte sorumluluğunu almalı, kurallara uymalıdır. "Pardon" yerine "özür dilerim, hatalıyım" demek, birinci adımdır. Ancak daha da önemlisi, bu hataların tekrarlanmaması için çaba göstermektir.

Sonuç olarak, trafikteki hataların ve ihmallerin sorumluluğunu bir kelimeyle örtmek yerine, kurallara uyarak, dikkatli olarak ve başkalarını düşünerek hareket etmek gereklidir. Hayatların bir "pardon"la geri getirilmediği unutulmamalıdır. Bizler, her birimiz trafikte sadece kendi hayatımızı değil, başkalarının hayatlarını da koruyacak adımları atmaktan sorumluyuz.

M.R.S