Bismillahirrahmanirrahim

Sevgilinin hanesinde 10 tane yetim vardı

    Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, Salât ve selam bütün insanlığın Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.


Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

 

 

Değerli okurlarım!  Merhamet ve şefkatten başka bir şey düşünmeyen Kâinatın Efendisi Hazreti Muhammed Mustafa’da (s.a.v.) de bir yetim ve öksüzdü.

 

Güzellerin en güzeli  (s.a.v.) 6- aylıkken babası Abdullahı, 6- yaşında ise sevgili annesini kaybetti..

 

        Baba sevgi ve şefkatini anne ve dedesinden gördü. Onun yetim olarak başlayan hayatı önce annesini daha sonra da dedesini kaybetmesiyle devam etti.

 

       Dedesinin vefat etmesi sebebiyle amcası Ebu Talib’in koruması altına girdi. Çocukluğunda kendisine bakan birçok kadın olmuştu.

 

       Bunlara hayatı boyunca Anneciğim diye hitap etmiştir. 


Mesela çocukluğunun bir kısmını geçirdiği Ebu Talib’in eşi Fatıma hanımaAnneciğim diye ilgi gösterirdi.

 

      Dadısı Ümmü Eymen’e de Anneciğim” diye hitap eder ve onun için “Bu benim ailemin bir bakiyesidir”  derdi.

 

     Sütannesi Halime’ye yer gösterir, saygı hislerini belirtir, ayrıca ona maddi destek sağlardı. Kendisine süt emziren Süveybe ile de ölünceye kadar ilgilenmiş, para ve selam göndermiştir.

 

      Habibullah’ın (s.a.v.) kendi evinde de yetim eksik olmazdı. Hazreti Hatice (r.anha.) ile evlendiğinde Hazreti Hatice validemizin (R Anha) ölen kocasından Hint isminde 1. erkek çocuğu vardı. Rasulü Ekrem (s.a.v.) o yetime kendi öz çocuğu gibi bakmış ve yetiştirmişti.

 

     Yetim olan Rasulü Zişan (s.a.v.) Hazreti Ümmü Seleme (R. Anha.) ile evlendiğinde beraberinde  5. yetimi vardı


Efendimiz (s.a.v.) ona beraberinde yetim çocukların bulunmasının evlenmesine bir engel olmayacağını söyledi ve böylece kabul etti.

 

      Bu çocukların babası Ebu Seleme (r.anha..) seçkin sahabelerdendi. Bir savaşta şehit olmuştu. Bu çocuklar Peygamberimizden (s.a.v.öz babalarını aratmayacak, hatta daha sıcak bir şefkat görmüşlerdi.

 

  Yine Rasulü Ekrem (s.a.v.) Hazreti Sevde (R. Anha.) ile evlendiğinde onun da 4’ yetimi vardı.

 

Yapılan savaşlar sonunda şehit düşen sahabelerin çocukları yetim kalıyordu.

 

      Kâinatın Sultanı (s.a.v.) bu çocuklara ayrı bir ilgi gösterir, onları yalnız bırakmaz, ihtiyaçlarını karşılardı. Bazılarını da bizzat kendi himayesine alırdı.

 

     Yetimin halini ve psikolojisini Efendimizden (s.a.v.) daha çok anlayan birisi olamazdı, çünkü O, bu hali bizzat yaşamıştır.  

 

 

Bu sebeple Duha Suresinde onun da bir yetim olduğu ve Allah (c.c.) tarafından himaye edildiği vurgulanmış, yetimi üzecek davranışlardan sakınması emredilmiştir.

“O, Seni yetim bulup barındırmadı mı? O, Seni dalalette bulup hidayet etmedi mi? Seni fakir bulup zengin etmedi mi? Öyle ise yetimi hor görme. Dilenciyi azarlama. Rabbinin nimetini de anlat da anlat.” (Duha Suresi.6)

Peygamberimizi (s.a.v.) muhatap alan bu sure bize de yetimlerin Allah’ın(c.c.) emaneti olduğu mesajını vermektedir. Bu sebeple onları dertleriyle, üzüntüleriyle baş başa bırakmayıp korumalı ve gözetmeli, kendilerine yetimliğin acısını duyurmamaya çalışmalı, toplum çarkının içinde ezilmemelerine göz yumulmamalıdır.

Yetimler İslam toplumunun himmet ve emniyetine teslim edilmişlerdir. Yüce Allah (c.c.) anne baba şefkatinden mahrum ettiği yetimleri maddi ve fiziki yönden eksik bıraktığı kimseleri dünyada yalnız bırakmayıp emirleriyle koruması altına almıştır.

Bu sebeple Kur’andaki bütün emirler güçsüz, kimsesiz, mağdur ve muhtaç insanları korumaya yöneliktir. 

Çevremizde bulunan yetimler kadar onlarla muhatap olanlarda en az onlar kadar sınavdadır.

Yetimler, topluma Allah’ın (.c.c.) emanetleridir. Onları istikbale ve hayata hazırlamak, her türlü ilişkilerde hassas davranmak, mallarını korumak, iyi bir izdivaç yapmaları için gayret göstermek tüm toplumun görevidir.


Güzeller Güzeli’nin (s.a.v.) şu hadisi büyük bir uyarıdır:

Allahım! İki zayıf kimsenin; yetimle kadının hakkını yemekten herkesi şiddetle sakındırıyorum.” .(Nesei, Es-Sünenül Kübra, İşaretün-Nisa: 64-363.)

 Kimsesizlerin kimsesi olmak, sevgi ve şefkate muhtaç yetim ve kimsesiz çocuklara merhametle davranmak insanlık ve Müslümanlık görevimizdir.

Cennette Kâinatın Efendisiyle (s.a.v.) beraber olmanın yolu da, onlara iyi muamele etmekten geçmektedir.

                                      

   Allahu Teâlâ Sevgilinin (s.a.v.) in nurlu yolundan ayırmasın,  şef aatına nail eylesin.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed