Bismillahirrahmanirrahim.

Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarımŞehit: Dinî anlamda, Allahu Teala rızası için, O'nun yolunda canını feda eden Müslüman verilen isimdir.
Kur'an-ı Kerim’de'da 35’ dolayında "şehid" kelimesi ve 20’ civarında da, çoğulu olan "şuheda" kelimesi geçmektedir. Aynı kökten gelen kelimelerle beraber, Kur'an'da geçen "şehid" kelimesi, daha çok şâhid manasınadır.
Şehid, aynı zamanda Yüce Allah'ın isimlerinden biridir. Bir kaç âyette de, bu manayı ifâde etmektedir.
Şehidlik büyük bir derecedir. Şehidler hem Allah'ın övgüsünü ve hem de Hz. Muhammed (s.a.s)'in sevgisini kazanan bahtiyar insanlardır.
Yüce Allah, şehitlerin manen ölmediklerini, onlara ölüler denilmemesinin gerektiğini, Kur'an'ı Kerim’in değişik yerlerinde dile getirmiştir:
Allah yolunda öldürülenleri, ölüler sanma. Hayır, (onlar) diridirler. Rabb'leri katında rızıklanmaktadırlar. Allah'ın keremiyle kendilerine verdiklerinden sevinçli olarak, arkalarında henüz (şehid olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığı, onların da üzüntüye uğramayacakları müjdesiyle sevinmektedirler. Allah'ın nimeti ve keremiyle ve Allah'ın mü'minlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler" (Âlİ İmran,170, 171).
Mesrûk (r.a) Abdullah'a bu âyette zikredilen şehitlerin halini sormuş, o şöyle cevap vermiştir: Biz de bunu Hz. Muhammed (s.a.s)'e sormuştuk. Bize şu cevabı vermişti: "Şehitlerin ruhları yeşil kuşların karnındadır. Onların arşa asılı kandilleri vardır. Diledikleri gibi cennette serbestçe dolaşır, sonra o kandillere geri dönerler" (Müslim, İmâre, , 16).
Allah yolunda ruhunu teslim eden şehitlerin amellerinin boşa gitmeyeceği, büyük ecir ve sevap kazanacakları, Kur'an'da şöyle haber verilmiştir:
Dünya hayatını âhiret hayatı karşılığında satarlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz"  (Nisa suresi.74).
"(Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman, hemen boyunlarını vurur. Nihayet onları iyice vurup sindirinceye kadar bağı sıkıca bağlayın (onları esir alın). Ondan sonra artık ya lütfen bırakır veya karşılığında fidye alırsınız. Harb ağırlığını bırakıncaya (savaş sona erinceye) kadar (böyle yaparsınız). Allah dileseydi, (kendisi) onlardan öç alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek için (size savaşı emrediyor). Allah yolunda öldürülenler (yok mu, Allah) onların yaptıkları işleri zâyi etmeyecektir" (Muhammed suresi. 4).
Şehitlerin günahlarının af olunacağı da, Kur'an'da müjdelenmiştir:
Rab’leri onlara karşılık verdi: Ben, sizden erkek, kadın, hiç bir çalışanın işini zâyi etmeyeceğim. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkence edilenler... Elbette onların kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. (Yaptıklarına), Allah katında bir karşılık olarak (bu nimetleri vereceğim). Şüphesiz karşılıkların en güzeli Allah katındadır" (Âli İmrân, 195).
Sevgili peygamberim Hz. Muhammed (s.a.s)'in, şehit olmanın fazileti hakkında şöyle buyurmuştur.
"Cennete giren hiç bir kimse, dünya üzerindeki her şey kendisine verilse bile, dünyaya dönmek istemez. Ancak şehid müstesnadır. O, göreceği ikramdan dolayı tekrar dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi şehit olmayı temenni eder" (Buhârî, Cihâd 6).
"Muhammed'in nefsi, elinin kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşmak ve öldürülmek, sonra savaşmak ve yine öldürülmek, sonra yine savaşmak ve öldürülmek isterdim" (Buhâri, İman,).
Şehid olmada ölçü, Allah'ın rızasıdır. Allah rızası için mücadele eden, O'nun adını yüceltmek için çaba sarfeden, cihâd içinde bulunuş ve bu yolda canını veren de, şehit olmuş olur.
Bir Arâbî Hz. Muhammed (s.a.s)'in huzuruna gelerek: "Ya Resûlullah! Bir adam ganimet için, diğeri şöhret için, öbürü riya ve gösteriş için savaşır. Hangisi Allah yolundadır?" diye sorunca, Hz. Peygamber (s.a.s) şu cevabı vermiştir:
“Kim Allah'ın adını, hükmünü yüceltmek, her şeyin üstüne çıkarmak için savaşırsa, o Allah yolundadır" (Cihâd,15; Müslim,).
Diğer bir hadiste de, Hz. Peygamber (s:a.s) önemli olan üç hususu misâl olarak ortaya koymuştur: Şehit olmak, âlim olmak ve hayırsever zengin olmak. Bu üç önemli ve faziletli durumda olan insanlar, Allah'ın rızasını düşünmeyerek, çeşitli menfaat, riya ve gösteriş duyguları ile hareket ettikleri takdirde, şehit, âlim ve hayırsever olmanın kendilerine hiç bir faydası olmaz. Bunların akıbetleri cehennemdir:
Sevgili peygamberim: (s.a.s) şöyle buyurmuştur.
"Kıyamet gününde aleyhine hüküm olunacak halkın birincisi, şehid edilen bir adam olacaktır. O kişi Allah'ın huzuruna getirilir. Allah, ona verdiği nimetleri bir bir anlatır. O da bunları bilir, hatırlar. Yüce Allah ona: -Bu nimetlerin arasında ne yaptın? Diye sorar. O, şu cevabı verir:-Senin rızan için savaştım ve nihayet şehit oldum. O zaman Allah şöyle der: -Yalan söylüyorsun! Fakat sen, hakkında kahraman denilsin diye savaştın ve netice de de bu söz söylendi. Allah'ın emri üzerine o kişi yüzüstü sürüklenerek Cehenneme yollanır.
İkinci olarak, ilim öğrenmiş, başkalarına öğretmiş, Kur'an'ı okuyan biri Yüce Allah'ın huzuruna getirilir. Allah, ona da verdiği nimetlerini tek tek anlatır. O da bu nimetleri anlar, kabul eder. Yüce Allah ona şöyle sorar:
Bu nimetlerin içinde bulunurken, benim için ne yaptın? O kişi, şu cevabı verir: Senin rızan için ilim öğrendim, Kur'an'ı okudum ve başkalarına da öğrettim, okuttum. Ondan sonra AIlah ona şöyle der:
Sen yalan söylüyorsun! Sana âlim, ne güzel okuyor, denilsin diye okudun. İlim öğrenmeyi, Kur'an'ı okumayı, başkasına öğretmeyi ve okutmayı, riya ve gösteriş için yaptın. Nihayet senin için bu övgüler de yapıldı. Allah'ın emri üzerine bu adam da yüzüstü sürüklenerek Cehenneme atılır.
Üçüncü olarak, Allah'ın kendisine zenginlik ve çeşitli mallardan verdiği bir kişi getirilir. Allah, bu kişiye de verdiği nimetleri ayrı ayrı anlatır. O da, bu nimetleri bilir, hatırlar. Yüce Allah ona da şu soruyu sorar:
Bu nimetlerin arasında bulunduğunda, ne gibi hayırlı işlerde bulundun? Kişi şu cevabı verir: Senin rızan için, sevdiğin her türlü hayır yollarına harcamada bulundum. Allah, onun bu cevabı üzerine söyle der: Sen yalan söylüyorsun! Sana cömert desinler diye bu hayır yollarına harcamada bulundun. Bu yardımları, riyâ ve gösteriş için yaptın. Sonra, Allah'ın emri üzerine bu kişi de, yüzüstü sürüklenerek Cehenneme yollanır" (Müslim, İmâre,).
Hz. Muhammed (s.a.s) 'in zamanından günümüze kadar, çok sayıda insanlar, Allah rızası için, Tevhit mücadelesi için, Allah'ın adını yüceltmek ve emrini hâkim kılmak için canını verip şehit oldu. Bunların başında Yasir ve hanımı Sümeyye gelmektedir.
Ammar b. Yasir bir köle idi. Bir cariye olan Sümeyye ile evlendirilmişti ve bu evlilikten Ammar dünyaya gelmişti. Bu mütevazı ailenin fertleri, hep beraber müslüman olmuşlardı. Bekir oğulları, bunların üçünü de azad etmişlerdi. Müşrikler onlara çok eziyette bulundular. Yasir ve hanımı Sümeyye, müşriklerin zulmü neticesinde şehit olmuşlardı. Ammar anasız ve babasız kalmıştı. Hz. Muhammed (s.a.s), onlara dua etmişti. Yasir ilk erkek ve hanımı Sümeyye ilk kadın şehit olmuştu.
Bu şehitlik kervanı, herhangi bir yer veya zamanda noktalanmadı ve noktalanmayacak, kıyamete karar devam edecektir. (Suheylî, er-Ravdu'l-Ünf, Kahire,).
Şehid olan insanların kul hakkı dışındaki bütün günahları affedilir. Şehit olmak, herkese nasib olmayan büyük bir şereftir ve müminler için mükemmel bir nimettir.
 
Güzel bir şekilde yaşamak, ondan sonra Allah yolunda O'nun rızası için şehid olmak, her mü'minin hayal ettiği bir mutluluktur. İmân sahibi olan insanın böyle bir şuur ve düşünce ile yaşaması, Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından ne kadar güzel bir şekilde övülmüştür!..:
 
"Şehid olmayı Yüce Allah'tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehitlerin derecesine eriştirir" (Müslim, İmâre,).
 
Şehitlerimiz bu cennet vatanı bize emanet etmişlerdir. Bizlere düşen de bu toprakları korumak ve gelecek nesillere devretmektir. Şehitlerimize, gazilerimize ve vatanımıza karşı görevlerimizi yerine getirmek için bunu vazife bilmeliyiz.
 
Bu duygularla, bütün şehitlerimize Allahu Teala’dan rahmet dileriz.
 
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed