Bismillahirrahmanirrahim

Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed  (s.a.v.) ‘e âline olsun.
 Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarım! Dinimizde tesettür, Müslüman erkek ve kadınların Allahu Teala’nın istediği ölçülere uygun şekilde giyinmeleri demektir.
Giyim ve örtünmede yaratılış özellikleri gözetilerek erkekle kadınlar farklı hükümlere tabi kılınmışlardır. Her iki cins için geçerli olmakla birlikte öncelikle tesettür denince akla kadınların baş ve vücutlarını örtmeleri gelir.
İslam, kadına verdiği önem sebebiyle onu örterek, koruma altına almıştır. Tesettür adeta kadının dışarıdaki evidir.
Zinayı engelleyecek tedbirler kapsamında emredilen tesettürün pek çok gayesi ve faydası vardır. Bugün anlaşıldığı gibi gayesi kadınları kapatıp erkeklerin sorumluluklarını azaltmak değildir.
Gayesi bütün cinsleriyle daha ahlaklı bir cemiyet, daha temiz bir toplum meydana getirmektir. Tesettür sayesinde; Kadın, dinini kıyafetiyle göstererek saygın bir kişilik kazanır, kötü insanların kötülüklerinden korunmuş olur, eşler birbirine bağlanır ve sağlıklı aile meydana gelir.
Tesettüre girenler sadece ahirette değil dünyada da mutlu olurlar ve iffetlerini korumuş olurlar.
         
Özellikle yaz aylarında Müslüman hanımların Dinimizin haram kıldığı şekilde giyim kuşamları Müslüman bir toplumda olmaması gereken durumlardır. İçini gösteren ince elbiseler, çok süslü, parlak, erkeklere has giysiler Müslüman bir hanıma yakışmadığı gibi bu hareketler örf ve adetlerimizi de ayaklar altına almaktır.
Bu konuda erkeklere düşen de iffetlerini korumaktır. Unutmayınız ki erkeğin tesettürü göz kapaklarıdır. Gözlerini haramdan sakınmaları gerekmektedir. “güzele bakmak sevaptır” sözü dini tahrif etmek isteyen kimselerin uydurduğu batıl bir sözdür.
Kendisine helal olmayan bir kadına bakmak sevap değil haramdır.
Ayrıca tek başına örtü, iffetli olmaya yetmez. Erkek ve kadın için güçlü bir iç disiplin ve kendine hâkimiyet, Kur’an diliyle “takva elbisesi” lazımdır.
Tesettür, sadece örtünmek değildir. İlgili ayetlerde Müslüman’ın giyim-kuşamı yanında bakışları, yürüyüş ve tavırları, hatta konuşma biçimi bile düzene bağlanmıştır.
Rabbimiz bu konuda “Rahman’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir” (Furkan süresi: 63.)  buyurmaktadır.
Tesettür, Mevla Teala’nın kesin emridir. Tesettür, Allahu Teala’ya itaat ölçüsüdür. Tesettür, şereftir, fazilettir, saadettir, hürriyettir. Her emrinde mutlak hikmet sahibi olan Yüce Allah’ımız, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyururlar.
“Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (bir kısmına dolanıp, diğer) bir kısmını (da uzuvlarının şeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkıtsınlar. İşte sana! Bu (suretle örtünmeleri.) ,onların (,cariyelerden ve İslam’ın yasakladığı bazı aşağılık işleri yapan kadınlardan seçilip), tanınmalarına ve (,kötü insanlar tarafından ) eziyet olunmalarına daha yakın (bir davranıştı) tır. Allah daima (.çokça bağışlayan bir) ğafur ve (kullarına çok acıyan bir )Rahim olmuştur.” (Ahzap suresi. 59.)
Diğer bir ayeti Kerimde ise Mevla Teala şöyle buyurmuştur.
(Habibim ) Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (erkeklerin ve kadınların haram yerine bakmaktan) yumsunlar ve tenasül uzuvlarını (zinadan ve şehvetle birbirine sürtünmeden) korusunlar.(örf ve âdete göre, zorunlu olarak) kendilerinden görünen (,yüzler, ayaklar ve ) eller dışında ziynet (mahalleri olan vücutlarının diğer ) yerlerini meydana çıkarmasınlar kendilerinden (adet gereği) görünen (yüzük ve kına gibi) şeyler dışında (örtünmesi gereken bilezik, halhal, küpe ve gerdanlık gibi) süslerini bile açığa çıkarmasınlar! Örtülerini başlarına doğru (cahiliyet devrinde olduğu gibi arka taraflarına değil de), yakaları üzere (gerdanlarını, göğüslerini ve tüm vücutlarını, kapatacak ve şekil belli etmeyecek bir halde) atsınlar. (gizlemeleri geren ) ziynet yerlerini (hiçbir kimseye) açmasınlar; ancak Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş)hizmetçiler yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına ziynetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere (veya birbirine) vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tövbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.” (Nur suresi. 31)
O halde, bir Müslüman hanımı, yüzü, elleri ve ayakları dışında hiçbir yerini, kendisine nikâh düşen yabancı erkeklere gösteremez. Müslüman olmayan kadınlara da gösteremez.
Ayeti kerimede zikredilen 12 çeşit kimseye İslam hukukunun tayin etiği ölçüler içinde ziynetlerini göstermesi caizdir.
Bunları dışında bir Müslüman hanımı, sokağa çarşıya ve yabancı erkeklerin göreceği bir yere gitmek zorunda olduğu zaman, saçlarını, kollarını, bacaklarını, ziynet ve süslerini kapatarak çıkmaya, tesettüre uyması ilah bir emirdir..
Hz. Aişe (r.anha.) validemizin bildirdiğine göre, zikredilen ayeti kerimeler nazil olduğu zaman, Ashabı kiramın hanımları ayette belirtildiği gibi hiç tereddüt göstermeden derhal Allahu Teala’nın emrine itaat etmişlerdir. Selam ve dua ile.
 
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.