Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.


Hamt Alla hu Teâlâ’ya mahsus, binlerce salat ve selam, iki cihanın
efendisi Hz. Ahmet (sav)’ aline ve ashabına kıyamete kadar onun
yolundan gidenlere olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! Halife: Vekil ve temsilci demektir. Allahu
Teâlâ’nın yeryüzünde iradesini temsil etmek üzere insanı yaratmış,
orada ilahi hükümranlığı gerçekleştirme görevini de ona vermiştir.

İnsan, fani olan bu dünyada Allahu Teâlâ’ya kulluk için, Onun
iradesini yeryüzünde hâkim kılmak için, Allahu Tealanın
indirdikleriyle hükmetmek için vardır. Peygamberler, insanlığa bu haki
katı tebliğ için gönderilmiştir.

Kitaplar, bu hakikati açıklamak için indirilmiştir. Yerdeki ve
göklerdeki her şey, insanın emrine bu hakikati anlamak için
verilmiştir. Mevla Teâla şöyle buyurmaktadır.

“Hatırla ki Rabbin meleklere: ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’
dedi. Onlar: ‘Bizler Hamdi’nle Seni tesbih ve seni takdis edip
dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı
halife kılıyorsun?’ dediler. Allah ‘da onlara: ‘Sizin bilemeyeceğinizi
herhalde ben bilirim’ dedi.”  (Bakara Suresi.30)

 Hz. Ebubekir (r.a.)  Peygamberlerden sonra, ashab-ı kiramın ve
insanların en üstünü. Asıl adı Abdulkabe idi. Babasının ismi Osman
olup, Kuhafe lakabıyla meşhurdur. Annesinin ismi Selma binti Sahr’dır.
Hz. Ebubekir (r.a). Efendimizden (sav) 2 yıl 3 ay küçüktür. Mladi 573
yılında dünyaya gelmiştir.

 İslam’a girdikten sonra Allah Rasulü (sav) onun ismini Abdullah
olarak değiştirdi. 38 yaşında Müslüman olan Hz. Ebubekir İslam’ın ilk
halifesi oldu. Hilafeti 2 sene 3 ay 10 gün sürdü. 63 yaşında vefat
etti. Efendimiz (sav) kabr-i saadetlerinin yanına defnedildi. Cennetle
müjdelenen 10 sahabenin birincisidir.

Güzeller güzeli (sav) Hz. Ebubekir’i çok severdi. Onun için bizzat
kendisine “Sen Allahü Teâlâ’nın cehennemden atiki “azad ettiği kimse
sin” ve “Cehennemden atik olan azad edilmiş kimse görüp sevinmek
isteyen kimse, Hz. Ebubekir’e baksın” buyurması bunun için bir
alamettir.

Hz. Ebubekir (r.a.) doğduğu zaman annesi kucağına alıp, Kâbe’ye
götürmüş ve yaşaması için“Allah’ım! Bu çocuğu ölümden azad edip bana
bağışla” diye dua edince Kâbe’nin her yanında “Ya ematellah! Sana
müjdeler olsun ki, çocuğun yaşayacak, seni pek sevindirecek. Tevrat’ta
adı sıddık olarak bildirildi” nidası geldi. Orada olanların hepsi bunu
duydular. Bu sebeple “Atik” ismini verdiler.

İlk imana gelen Müslüman hür erkektir. Müslüman olunca hemen çok
sevdiği arkadaşlarına gitti. Onlarıda Müslüman olmaları için ikna
etti. Ashabın ileri gelenlerinden ve cennetle müjdelerlerden olan,
onun eli ile hidayete erenler:

 Hz. Osman bin Affan (r.a.), Hz. Talha bin Ubeydullah (r.a.), Hz.
Zübeyir bin Avvam  (r.a.), Hz .Abdurrahman bin Avf (r.a.),  Hz. Sa’d
bin Ebi Vakkas (r.a.),Hz. Ebu Ubeyde bin Cerrah (r.a.)  gibi.. Yüksek
şahsiyetli insanlar onun tavsiyesi üzerine Müslüman olmuşlardır.
Müslüman olmadan önce de Habibullah’ın (sav) arkadaşı idi. Büyük bir
tüccardı. Bütün malını mülkünü Allah yolunda harcadı.

Müslüman olmadan öncede içki kullanmamış, putlara tapmamış, her türlü
sapıklıktan, hurafelerden kaçınmış, iffeti ve güzel ahlakıyla tanınmış
bir kişiydi. Kâinatın efendisi (sav) ona İslam’ı tebliğ ettiği zaman
hiç tereddütsüz iman etmişti.

Hicret sırasında mağarada iken ayağını bir yılan soktuğunda ve ayağı
acıdığında o sırada dizine yatıp uyumuş olan efendimiz (sav)
uyandırmamak için sesini çıkarmaması, ağlarken Allah Resul’ünün uyanıp
ne olduğunu sorduğunda, “Anam babam sana feda olsun  demesi olayı Hz.
Ebubekir’in (r.a.) “peygamberimiz (sav) ” olan sevgisinin
örneklerinden sadece biridir.

Hz. Ebubekir’in (r.a.) beyaz yüzlü, zayıf doğan burunlu, sakalarını
kına ve çivit otuyla boyayan sakin bir adam olduğu rivayet edilir.
Kur’an-ı Kerim’in ayetleri toplanarak Mushaf haline getirildi. Bu
Mushaf Hz. Ebubekir’den (r.a.) Hz. Ömer’e (r.a.), ondan da kızı Hz.
Hafsa ’ya geçti ve Hz. Osman (r.a.) zamanında çoğaltılarak İslam
beldelerine gönderildi.

 Bir gün Nebiler ser veri. (sav) ashabıyla beraber mescitte otururken,
Hz. Cebrail (a.s.) geldi. Rasul-i Ekrem (sav)“Hz. Ebubekir’in (r.a.)
bir saat ibadeti 70 yıllık ibadet yerini tutar” dedi.

Efendimiz (sav) bir şey söylemeyip Hz. Ebubekir (ra) adam gönderip
çağırmasını emir buyurdu. Hz. Ebubekir geldi. Efendimiz (sav) “Ya
Ebubekir! Evde ne yapıyordun” diye sordu. Hatırına şu gelmişti: “Hak
Teâla cenneti ve cehennemi yarattı. Her ikisini de dolduracağını
diledi, takdir etti. Allahü Teâlâ’dan vücudumu cehennemi dolduracak
kadar büyük yapmasını diledim. Böylece hem Cenab-ı Hakk’ın (c.c.)
takdiri yerine gelmiş olur, hem de bütün insanlar cehennemin
korkusundan kurtulmuş olurlar” cevabını verdi.

Ashabı-ı Kiram Hz Ebubekir’in bu hareketini beğenip hayır dua ettiler.
Bir defasında bilmeden şüpheli bir şey yiyip hemen anlayınca zorla
istifra edip midesini boşalttı ve sonra şöyle dua etti:

Allah’ım! Bilmeden yaptım. Çıkarabildiğim kadarını çıkardım.
Kalanlardan sorguya çekme. Mevla Teâlâ bizleri kendi rızasına uygun
bir hayat yaşamayı nasip eylesin. Bu güzel insanların şefaatine nail
eylesin. Rabbime emanet olunuz.

 Hadisi Şerif:
“Mümin koku satan kimse gibidir. Yanında Otursan için açılır.
Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün.
Onun her işi faydalıdır.. (Hadisi şerif.)

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed