Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

Hamtlar ve övgüler Allahu Teala’ya mahsustur. Salatü selam serveri
alem Hz. Muhammed (sav) aline ashabına olsun

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed'in ve ala ali seyyidina Muhammed

Değerli okurlarım! Hz, Aişe (ra) validemizin Babası Ebû Bekir b. Ebû
Kuhâfe, es-Sıddîk lakabıyla tanındığı için kendisine Âişe es-Sıddîka
(es-Sâdıka) binti’s-Sıddîk denilmiştir. Annesi, Kinâne kabilesinden
Ümmü Rûmân bint Âmir b. Uveymir’dir.

Bi‘setin 4. yılında (614) Mekke’i Mükerreme’de doğdu. İbn İshak, Hz.
Ebû Bekir’in (ra) daveti ile Müslüman olanları sıralarken Hz. Âişe’nin
de adını verir ve o sıralarda yaşının küçük olduğunu zikreder. Hz.
Âişe’nin,(ra) “Ben ebeveynimi bildim bileli onları Müslüman buldum”
(Buhârî,)

İfadesinden kendisinin bi‘set-i nebeviyyeden sonra doğduğu
anlaşılmaktadır. Çocukluğu hakkında fazla bilgi yoktur. Hz. Peygamber
ile nikâhı hicretten önce Mekke’i Mükerremede kıyılmıştır.

Babası Resûl-i Ekrem (sav) ile daha önce hicret ettiği için aynı yıl
(622) annesi, ağabeyi Abdullah, kız kardeşi Esmâ, Hz. Peygamber’in
hanımı Sevde, kızları Fâtıma ve Ümmü Külsûm (radiyallahu anhüm) ile
birlikte Medine’i Münevvere ye hicret etti. Önceleri Medine’i
Münevvere’nin havasına alışamadığı için babası gibi rahatsızlandı.

Ancak kısa bir süre sonra sağlığına tekrar kavuştu. Hicretin 2. yılı
Şevval ayında (Nisan 624, iki bayram arasında) Hz. Peygamber’le
evlendi (Zehebî,). Düğün tarihini hicretin 1. yılı Şevval ayı (Nisan
623) olarak kabul edenler de vardır. Hz. Ebû Bekir,(ra) düğünü neden
geciktirdiğini Hz. Peygamber’ (sav) sormuş, mehir parasını temin
edemediği için tehir ettiğini öğrenince ihtiyacı olan 500 dirhemi ona
ödünç vermişti.

Hz. Âişe annemiz Resûl-i Ekrem (sav) ile evlendikten sonra üstün bir
mevkie ve haklı bir şöhrete ulaştı. Peygamber hanımlarının müminlerin
anneleri (ümmehâtü’l-mü’minîn) olduklarını bildiren ve Hz.
Peygamber’den (sav) sonra, başkalarının onlarla evlenmesini ebediyen
yasaklayan Kur’an âyetleri ( Ahzâb Suresi 6, 53) gereğince
“ümmü’l-mü’minîn” diye anılmaya başladı.

Hz. Âişe’ validemizin Bedir Gazvesi’ne iştirak ettiğine dair bazı
rivayetler vardır. Ancak bunu Hz. Peygamber ile izdivacının Bedir’den
sonra vuku bulduğuna dair rivayetle bağdaştırmaya imkân yoktur. Uhud
Gazvesi’nde sırtında su taşıma, haber toplama ve yaralılara bakma gibi
geri hizmetlerde çalışmıştır (Vâkıdî,).

Hendek Savaşı’nda ise Benî Hârise kabilesinin kalesinde Sa‘d b.
Muâz’ın annesiyle birlikte bulunmuştur. Hudeybiye Musâlahası’na da
katılmış, Hayber’in fethinden sonra Hz. Peygamber (sav) diğer
hanımlarıyla birlikte ona da bir miktar hisse ayırmıştır.

Hz. Ömer Hayber yahudilerini Filistin taraflarına sürdüğü zaman, Hz.
Peygamber’ (sav) hanımlarını Hayber’deki hisselerini mahsul veya
toprak olarak almakta serbest bırakmış, Hz. Âişe, validemiz toprak
almayı tercih etmiştir.

Mekke-i Mükerreme fethi için hazırlıklara başladığında seferin ne
tarafa olacağını herkesten gizleyen Hz. Peygamber bunu sadece Âişe’ye
bildirmiş, Hz. Ebû Bekir (ra) bu hazırlığın Mekke-i Mükrreme için
olduğunu kızından öğrenmişti. Hicretin 10. yılında yapılan Vedâ
haccına diğer (ümmehâtü’l-mü’minîn) müminlerin anaları ile birlikte
katılmıştır.

Hz. Peygamber hicretin 11. yılı Safer ayının (Mayıs 632) son
haftasında rahatsızlanınca, diğer hanımlarının iznini alarak Hz.
Âişe’nin (ra) odasına geçti ve Mübarek başı onun kucağında olduğu
halde vefat etti ve onun odasına defnedildi. On sekiz yaşında dul
kalan Hz. Âişe, validemiz Peygamber hanımlarının başkalarıyla
evlenmelerini yasaklayan Kur’an hükmüne uyarak bir daha evlenmedi.

Hz. Peygamber’(sav) sonra kırk yedi yıl daha yaşadı ve altmış beş
(veya atmış altı) yaşında iken 17 Ramazan 58 (14 Temmuz 678) çarşamba
gecesi, vitir namazını kıldıktan sonra Medine'yi Münevver ede vefat
etti..

Bir gün Allah Resulü (sav) mübarek başını Hz. Aişe, (ra) Annemizin
göğsüne dayamış, uykuya dalmıştı. İffet timsali Hz. Aişe’ (ra) gönlüne
ahiret âleminin ahvali damla damla aktı. Ahiretin dehşetini
hatırlayarak ağlamaya başladı.

Gözlerinden dökülen yaşlar. Sevgilinin (sav) uyanmasına vesile
olmuştu. Hz. Aişe,(ra) yaşlı gözlerine bakıp sordular: “Niçin
ağlıyorsun, ya Aişe?”

Hz. Aişe (ra) cevap verdi: “Ahireti düşündüm de, ondan ağlıyorum.
Acaba o gün ehl-i beytinizi (aile ve çocuklarınızı) hatırlıya çak
mısınız ey Allah’ın Rasulü?” Güzeller güzeli (sav) buyurdular ki:
Allah (c.c.) yemin ederim ki, üç yerde kimse kendisinden başkasını
hatırlayamaz:

1.Terazi başında ameller tartılırken sevabı mı, günahı mı ağır
geldiğini anlayıncaya kadar,

2. Amel defterleri dağıtılırken defterini sağından mı, solundan mı
aldığını anlayıncaya kadar,

3. Sırat köprüsünü geçinceye kadar.”

“O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, hanımından ve
oğullarından kaçar.”

Rabbim mahşerde hesabını kolay verip cennete girenlerden eylesin.Amin.

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed'in ve ala ali seyyidina Muhammed