<span style="color: rgb(8, 8, 18); font-family: Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: medium; line-height: 25.625px;<br><br> Önemli açıklamalarda bulundu Azerbaycan ve Kosova Aydınlar Ocakları’nın yöneticilerinin de aralarında bulunduğu Aydınlar Ocakları’nın 39. Şurası’na Sakarya’dan Aydınlar Ocağı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kemal Cerrahoğlu ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Şura’ya değerlendiren Sakarya Aydınlar Ocağı Başkanı Cerrahoğlu şu açıklamalara yer verdi: 39. Şura Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerek içte, gerekse dışta milli varlığını, milli kimliğini, birlik ve bütünlüğünü tehdit eden birçok tehlikenin gündemde olduğu bir dönemde gerçekleşmiştir. Devletimizin kuruluş felsefesi ve üniter yapıda milli bir devlet olma özelliği yok edilmek istenmektedir. “T.C.” ibaresinin resmi kurum ve kuruluşlardan kaldırılmak istenmesi, mahalli dil ve lehçelerde savunma ve siyaset yapma hakkının tanınması, mahalli dillerin seçmeli ders olarak okutulmasından sonra bu dillerin özel eğitim kurumlarında eğitim dili olarak okutulmasına izin verilmesi, yerleşim birimlerinin adlarının eski adlarına dönülmesi, “Andımızın” okunmasının yasaklanması, milli alfabemizde bulunmayan bazı harflerin kullanılmasının serbest bırakılması, Devletimizin egemenlik haklarını ihlal etmektedir. Aydınlar Ocakları 39. Şurası olarak; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun ön sözü olan ve verilen mücadele ile “Çanakkale geçilmez” sözünü tüm dünyaya kabul ettiren, Türk Milletinin bağımsızlığını ortadan kaldıran Sevr Paçavrasını yırtıp atarak, bütün mandacı zihniyetleri reddederek Milli Mücadeleyi başlatıp başarı ile sonuçlandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.”<br><br> Alınan önemli Şura kararları Cerrahoğlu, “39. Şuramız ülke meseleleri üzerinde yapılan tartışma ve değerlendirmeler neticesinde aşağıdaki tespit ve değerlendirmelerin kamuoyu ile paylaşılmasına karar vermiştir: “Devletimizin Kuruluş Felsefesinin temelini ve milli kimliğimizi oluşturan Anayasamızın ilk 3 maddesinde ifade edilen hususların değişmezliğini kabul ediyoruz. Türk Milletine ait olan Egemenlik hakkına ortak aranmasını reddediyoruz. Cumhurbaşkanlığınca verilen bazı ödüllerin hiç hak etmeyen kişilere verildiğini düşünüyor ve bu ödüllendirmelerin siyasal ayrımcılığı ödüllendirme olarak algılandığını belirtmek istiyoruz. Vatandaşlarımızı birbirine yabancılaştırıcı, ötekileştirici ve ayrıştırıcı açılım maceraları terk edilmeli ve bunun yerine Türk Milletine mensubiyet şuuru geliştirilmelidir. Finans sektörü ile reel sektör arasındaki denge halen bozuktur. Bunun neticesinde cari açık ülke ekonomisini tehdit eder özelliğini artarak sürdürmektedir. Bunun için acilen tedbirler alınarak uygulanmalıdır. Yurtdışında Türk olmayan ve yurt içinde kendini Türk hissetmeyenlerin dayatmaları ile 1933 yılından bu yana okullarımızda okutulmakta olan Andımızın yasaklanması, devletimizin kuruluş felsefesinin yok sayılmasıdır. Başta Vali, Yargı, Emniyet ve Diyanet mensupları olmak üzere tüm kamu görevlileri devletin görevlisi gibi davranmalı, siyası tutum, davranış ve söylemlerden kaçınmalıdır. Türkiye’nin Irak ve Suriye politikaları, öncelikle oralarda yaşayan Türkmen varlığının yaşatılmasını ve haklarının korunmasını esas almalıdır.” <br><br>