Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

 

Rabbin için kurban kes.

Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamt olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (sav )‘e âline olsun..

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.

 

Kıymetli okurlarım! Ayet-i kerimede Allahu Teâlâ hazretleri şöyle ferman eder. “Şüphesiz biz sana bitip tükenmez nimetler verdik. Şimdi sen Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser, suress.1-2.)

Sevgililer sevgilisi (sav) şöyle buyuruyor: “Âdemoğlu, kurban bayramı günü, Allah’a kurban kesmekten daha sevimli gelen bir amel işleyemez..( Tirmizî,)

Rabbimizin rızasına yaklaşmamıza ve müminlerle kardeşlik bağlarımızın pekişmesine vesile olan Kurban Bayramının heyecanı yüreklerimizi sardı. Bizleri bu mübarek günlere ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamt olsun.

Kurbanlarımızla Rabbimize olan teslimiyet ve sadakatimizi, yardım ve ikramlarımızla da kardeşlerimize olan muhabbetimizi tazeleyeceğiz. Kurban, belirli şartları taşıyan hayvanları usulüne uygun olarak ibadet maksadıyla kesmektir. Bütün ibadetlerde olduğu gibi kurbanda da asıl maksat kurbiyettir. Yani, Allahu Telaya yakınlaşma çabasıdır.

Takvaya ulaşma arzusudur. Kurban, itaatkâr kullarından, Rahman’a yükselen bir saygı ve samimiyet beyanıdır. Cenâb-ı Hak, bu gerçeği bizlere şöyle haber verir:

“Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. O’na ulaşacak olan yalnızca takvanızdır.” ( Hac, Suresi.37.)

Kurban, Hz. Âdem’den bu güne her topluma emredilmiş bir ibadettir. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:  

“Biz her ümmete kurban kesmeyi meşrû kıldık ki kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar…”( Hac, suresi.34.)

Kurban ile samimiyet sınavına tabi tutulan Hz. Âdem’in çocukları Habil ve Kabil’i hatırlayınız. Bu sınavda Allah’ın emrine en güzel şekilde itaat eden ve kanaatkâr davranan Habil kazanmış, samimiyetsiz ve kıskanç tavrıyla Kabil kaybetmiştir. Çünkü bütün ibadetlerin özü ihlas ve takvadır.

Kurban ile teslimiyet imtihanından geçen Hz. İbrahim’i ve oğlu İsmail’i hatırlayınız. Bu ağır imtihanda Peygamber bir baba ve oğlu, sahip olunan her şeyin Allah yolunda tereddütsüz feda edilebileceğini insanlığa göstermiştir.

Vefat edinceye kadar her yıl kurban kesen Güzeller güzelini hatırlayınız. Allah’ın Sevgili Elçisi (sav), kurbanlarını bizzat boğazlamış, etinden hem kendisi ve ailesi yemiş, hem dostlarına ikram etmiş, hem de ihtiyaç sahiplerine infak etmiştir. Kurbanda Peygamberimizin vefası ve duası vardır. Onun infak ve paylaşma ahlakı vardır.

Kurban, maddi ve manevi anlamda yüce bir sorumluluktur. Eşimizle, dostumuzla, komşumuzla, akrabalarımızla, kardeşlerimizle aynı nimet etrafında buluşmaktır. Kurban, Allah yolunda iyilik ve infakta bulunma, O’nun nimetlerini paylaşma bilincini diri tutmaktır.

En yakınlarımızdan başlamak üzere, muhtaçların, mağdurların, garip ve kimsesizlerin yüzünü güldürmektir.

İhtiyaç sahiplerinin hanesine muhabbet ve sevinç taşımaktır. Kardeş olmanın, bir olmanın, ümmet olmanın şuuruna ermektir.

Allahu Teâlâ hazretleri kurbanlarımızı ve diğer ibadetlerimizi yüce katında makbul eylesin.

Bir hadisi şerif!

Mümin koku satan kimse gibidir. Yanında Otursan için açılır. 

Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün.

Onun her işi faydalıdır..

 

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.