Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini temiz şeylerle rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.” (İsrâ, 70.)

Bismillhirrahmanirrahim

   Biz insanoğlunu şerefli kıldık

Hamt Alemlerin Rabbi olan Allahu Teala'ya mahsus, salat ve selam Efendimiz (sav) aline ve ashabına olsun.


Allahümme salli Ala Seyyid’ina Muhammed’in ve ala Ali seyyidina Muhammed

Değerli okurlarım! Yüce Rabbimiz Kura'nı Kerim'de şöyle buyuruyor:


“Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini temiz şeylerle rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.” (İsrâ, 70.)

Güzeller güzeli (sav), bir gün tavaf esnasında Kâbe’yi Muazzama ya
yönelerek şöyle buyurmuştur:

“Ey Kâbe! Sen ne güzelsin. Senin kokun ne güzeldir. Senin azametine ve kutsallığına hayranım. Fakat Allah’a yemin ederim ki, müminin saygınlığı Allah katında senin saygınlığından daha fazladır.

Ihsan olarak aynı özden, aynı topraktan yaratıldık. Beşer olarak aynı
babadan, Hz. Âdem peygamberden aynı anneden, Hz. Havva'dan geliyoruz. Hepimiz aynı dünyayı, aynı âlemi birlikte paylaşıyoruz. Aynı güneşin ısısından, aynı ayın ışığından istifade ediyoruz.

Tüm insanlık Hz. Âdem peygamberin çocukları olarak Allahu Teala
nazarında tarağın dişleri gibi eşitiz. Hz. Ali’ (ra) nin, “Ya hilkatte
eşimsin ya dinde kardeşimsin” sözü bu hususu veciz bir şekilde ifade etmiştir.

Geleneğimize göre insan, insanın kurdu değil yurdudur. İnsan, insanın umududur, sığınağıdır. Bunun içindir ki; medeniyetimizin insan anlayışı, modern zamanların sözde insan merkezli anlayışından oldukça farklıdır.

Yunus Emre’nin ifadesiyle bizler, “Yaratılanı Yaratandan ötürü severiz”.

Her insan Hz. Allah'ın bir ayetidir. Her insan Alla hu Teala'nın
bir eseridir. Bizim hem insan olmaktan hem de İslam dinine inanmaktan kaynaklanan kardeşliğimizin bir hukuku ve bir ahlâkı vardır.

İnsan olmaktan kaynaklanan kardeşliğimiz gereği hangi dinden, hangi ırktan, hangi renkten, hangi coğrafyadan olursa olsun her insan saygındır. Bu sebeple insan, insana zulmetmez.

İnsan, insana haksızlık edemez. Her insanın canı, kanı, malı, onur ve haysiyeti muhteremdir, mukaddestir, dokunulmazdır.

Bizlere bu yüce değerleri öğreten yüce dinimiz İslamdır.âlemlere
rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz (sav)’dir.

O, Medine-i Münevvere ’ye hicret ettiğinde, bütün gayr-i Müslimlerle
bir sözleşme imzalamıştır. Böylece farklı dinler ve kültürlerin bir
arada barış ve huzur içerisinde yaşayabilmelerinin ahlâkî ve hukukî
temellerini atmıştır.

Din-i mübin-i İslâm’dan kaynaklanan kardeşliğimize gelince; eşlik, soy, sop, dil, bölge ve asabiyet temelinde bir kardeşlik
değildir. Hele hele çıkar temelinde bir kardeşlik hiç değildir.

Yüce değerler ve yüksek idealler etrafında bir kardeşliktir. İman ve
takva ekseninde bir kardeşliktir. İslâm kardeşliğidir. Müslümanlar,
aynı bütünün parçalarıdır. Aynı birin yansımalarıdır. Tevhit ile gelen
vahdetin temsilcileridir.

Müslümanlar, aynı bedenin organları, aynı binanın tuğlaları gibidir.
Müslümanlar, birbirlerine hak bağı ile bağlıdır. Müslüman, Hz.
Allah’a ve O’nun mesajlarına saygı duyan, Allah (cc) tazimde bulunan ve Allahu Teala'nın yarattığı bütün mahlukata şefkat nazarıyla bakan insandır.

Müslüman, Müslüman kardeşini en az kendisi kadar değerli ve saygıdeğer görür. Onu hor, hakir ve küçük göremez.
Müslüman, kendisi için istediğini kardeşi için de ister. Müslüman
güvenilir insandır.

Eli ve diliyle zarar vermez; kardeşine zulmetmez, haksızlık etmez,
düşmanlık etmez. Müslüman, kardeşine sırt çevirmez; sıkıntılı anında ona destek olur. Müslüman, kardeşinin üzüntüsünü, sevincini paylaşır. Bugün Hz. Âdem peygamberin çocukları olarak kardeşliğe, merhamete, şefkate, insaf ve vicdana her zamankinden daha fazla muhtacız.

Bugün insanlık ailesi olarak yüce değerleri hayatımıza aktarmaya her zamankinden daha fazla muhtacız. Bugün insan olmaktan kaynaklanan kardeşliğimizi yeniden hatırlamaya ve bu doğrultuda birlikte yaşamanın hukukunu ve ahlakını oluşturmaya her
zamankinden daha fazla muhtacız.

Bugün İslâm ümmeti olarak İslâm diyarlarını yeniden ilim, hikmet ve
marifet yurduna dönüştürmek için çalışmaya ihtiyacımız var.

Bugün İslâm coğrafyasında yeniden barış ve esenliği, merhamet ve
şefkati, kardeşlik ve dostluğu, hak ve adaleti, ahlak ve fazileti
egemen kılmaya ihtiyacımız var. Birliğe, beraberliğe, yardımlaşmaya, dayanışmaya, saygı ve muhabbetle
birbirimizi kucaklamaya ihtiyacımız var. İslâm dininin medeniyetler inşa eden eşsiz ilkelerine yeniden sarılmaya ihtiyacımız var.

Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajlarına, Fahri Kâinat Efendimiz
(sav) ’in çağlar üstü örnekliğine ihtiyacımız var.


Rabbim İslam’ın nurlu yolundan ayırmasın. İslam kardeşliğimizi bozmaya çalışlara fırsat vermesin. Amiiin.

Günün Duası:

Hz. Ömer bin Hat tap (.r.a.) her sabah kalktığında şöyle dermiş:

Allahım! Bizi bu sabah taksim edeceğin her hayırdan, Hidayet vereceğin nurdan, dağıtacağın rahmetten, vereceğin rızıktan, gidereceğin sıkıntıdan, kaldıracağın Musibetten ve koruyacağım fitneden, en çok nasiplenen kullarından kıl.

Allahümme salli Ala Seyyid’ine Muhammed’in ve ala Ali Seyyid’ina Muhammed