Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılı hazırlıkları kapsamında Sakarya da resmî okul müdürleri ile bir araya geldi. Toplantıda yaptığı konuşmada Millî Eğitim Bakanlığının okulların ihtiyaçlarını karşılayamadığına yönelik yanlış algıları ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan tüm ödenekleri okullara bizzat gönderme kararı aldıklarını, bu nedenle hazırlık toplantılarını okullar kapanır kapanmaz başlattıklarını ifade etti. Sakarya'nın okulların onarımı, temizlik ve kırtasiye masrafları için 50 milyon lira bütçe istediğini bugün yapılan il eğitim değerlendirme toplantısı sonrasında bu bütçenin 130 milyon liraya çıkarıldığını belirten Bakan Özer, "El birliği yapıp tüm Türkiye'ye şunu göstereceğiz: Nasıl geçmişte bu ülkenin tüm eğitim ihtiyaçlarını çok hızlı bir şekilde devasa bütçelerle karşılamazsak okulların ihtiyacını da hiçbir spekülasyona yol açmadan artık biz gidereceğiz. Eğitim sistemimizdeki 57 bin 108 okulumuzun her türlü ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılamak için var gücümüzle çaba sarf etmeye devam edeceğiz. Onun için bugün sizlerle birlikteyiz." dedi. Bir buçuk yıllık uzaktan eğitimin ardından 2021-2022 eğitim öğretim yılını ara vermeden yüz yüze eğitimle tamamlamada yaptıkları fedakârlık için öğretmen ve okul yöneticilerine teşekkür eden Özer, bu teşekkürü tarihe not düşmek için Bakan olarak her iki dönemde hiçbir ayrım yapmaksızın tüm öğretmen ve yöneticilere başarı belgesi gönderdiğini kaydetti. Son 20 yılın eğitimde devasa yatırımların yapıldığı bir döneme karşılık geldiğini belirten Özer, 2000'li yıllardaki okullaşma oranlarına bakıldığında ilkokul hariç eğitim tüm kademelerinde okullaşma oranlarının yüzde 50'nin altında olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "2000'li yıllarda okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 11. Bugün yüzde 93. Ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44. Bugün yüzde 90. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14. Bugün yüzde 48.5. Ne demektir bu? Ülkenin en kalıcı sürdürülebilir sermayesinin niteliğini artırmak ile ilgili son 20 yılda devasa bir yatırım yapılmış. Ve bu yatırımlar da sahada karşılık bulmuş." Türkiye'nin eğitimde kitleselleşme ve evrenselleşme evresini OECD ülkelerinden 70 yıl sonra tamamladığını ifade eden Özer, son yılda eğitimin önündeki anti demokratik uygulamaların kaldırıldığını ve sistemin demokratik leştiğini kaydetti. Eğitimde bu kadar büyümeyi sağlarken kaliteyi de odağına koyabilen başka bir ülke olmadığını vurgulayan Özer, bunun göstergesinin öğrencilerin PISA ve TIMSS gibi uluslararası araştırmalardaki başarısı olduğunun altını çizdi. Özer, "Türkiye son yirmi yılda girdiği her araştırmada bir önceki yıldan daha yüksek puan alarak ve ortalamasını yükselterek çıktı." dedi. On beş yaştaki çağ nüfusu artmasına rağmen puanlarını istatistiksel olarak anlamlı şekilde artıran birinci ülkenin Türkiye olduğunun ortaya konulduğunu belirten Bakan Özer, OECD Genel Sekreteri ile yaptığı görüşmeye ilişkin şu bilgileri paylaştı: "OECD genel sekreteri ile bir görüşmem oldu baş başa. Yaklaşık bir saat. Türkiye'deki gelişmeleri anlattık. Hem karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Özellikle kız çocuklarının okullaşma oranlarında inanılmaz bir artış var. Eğitimde fırsat eşitliğinde çok önemli noktalara doğru gidiyor Türkiye ve biz ayrıldıktan sonra da sosyal medyasından çok güzel paylaşımlarda bulundu. Dedi ki bu sadece Türkiye'de kalmamalı. Diğer ülkelere de ilham vermelidir." Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu dönemde 3 şeye odaklandıklarını ifade eden Bakan Mahmut Özer, bunlardan ilkinin eğitimde fırsat eşitliği, ikincisinin mesleki eğitimin güçlendirilmesi, üçüncüsünün de öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimlerinin çok boyutlu olarak desteklenmesi olduğunun altını çizdi.