Güzellerin en güzeli veda haccında Arafat meydanında “124-bin”Ashabına ve onların tahtında bütün insanlığa Veda Hutbesi’ni irad ederken şöyle buyurdu.

 “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Maide Suresi: 3.)

Bismillahirrahmanirrahim

Ey İnsanlar!

Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım,

İnsanlar!

Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke-i Mükerreme) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

Ashabım!

Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.

Ashabım!

Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah (c.c.) böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmüttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.

Ashabım!

Dikkat ediniz, cahiliyyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliyye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmüttalib’in torunu İyas bin Rebia’nın kan davasıdır.

Ey insanlar!

Muhakkak ki şeytan, şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.

Ey insanlar!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan (c.c.) korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın (c.c.) emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın (c.c.) emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.

Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah (c.c.), size onları yataklarında yalnız bırakmanızı ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve âdete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Ey müminler!

Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın (c.c.) kitabı Kur’an-ı Kerim ve Peygamber’in (s.a.v) sünnetidir.

Müminler!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman’ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman’a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.

Ey insanlar!

Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır.

Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle, Allah’ın (c.c.), meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Cenab-ı Hak (c.c.), bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şehadetlerini kabul eder.

Ey insanlar!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in (Aleyhisselam) çocuklarısınız, Âdem (Aleyhisselam) ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur.

Üstünlük ancak takvada, Allah’tan (c.c.) korkmaktadır. Allah (c.c.) yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.
Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah’ın (c.c.) kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz.

Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: Allah’a (c.c.) hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allahu Teala’nın haram ve dokunulmaz kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksiniz..Zina etmeyeceksiniz. Hırsızlık yapmayacaksınız.
İnsanlar ‘Lâ ilâhe illallâh’ deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allah’a (c.c.) aittir.

İnsanlar!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep birden şöyle dediler: ‘Allah’ın (c.c.) elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz diye şehadet ederiz.’

Bunun üzerine Efendimiz şehadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu:

 “Şahit ol, ya Rab! Şahit ol, ya Rab! Şahit ol, ya Rab!”