Bismillahirrahmanirrahim

                            

Hamtlar Alla hu Teâlâ’ya mahsustur. salatü selam Efendimiz (sav) üzerine olsun.

Allahümme salli ala Muhammedîn ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! Geçici olan şu dünyada hepimiz birer yolcuyuz. Rabbimizin takdir ettiği kadar bir ömür sürüp, sonra da ebedi olan ahirete göç edeceğiz. Ahiret, dünyada yapıp ettiklerimizin karşılığını bulacağımız ebedi yurdumuzun adıdır.

Ahirete iman ise imanın altı esasından biridir.

Kıyamet mutlaka vuku bulacak, dünya hayatı bütün çekiciliği ve cazibesine rağmen bir gün sona erecektir. Bütün insanlar mahşerde Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda toplanacak, günahlarımız ve sevaplarımız Mizan adı verilen şaşmaz terazide tartılacaktır.

Amel defterimiz önümüze açılacak, “Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.” (İsrâ,14.) denilecektir.

Dünyada iman edip Salih amel işleyenler ve güzel ahlakı düstur edinenler, Allahu Talanın rahmetine nail olacak ve cennete gireceklerdir. Bu hayatta sorumluluklarını ihmal edenler ise karşılığında cehennemde cezalarını çekeceklerdir.

Ahirete iman, dünya hayatımıza yön vermelidir. Hesap bilinci, bizi kötülüklerden alıkoymalı, iyiliklere yönlendirmelidir. Ebedi bir hayat düşüncesi, özümüzle, sözümüzle ve yaşantımızda bizi iyi bir insan, ideal bir mümin kılmalıdır.

Sevgili Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:

Allah’a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun!” (Buhârî, Edep,)

Ahirete iman eden mümin, kendisiyle, ailesiyle, çevresiyle, canlı cansız bütün yaratılmışlarla barışık yaşar. Onun elinden ve dilinden hiç kimseye zarar gelmez. O, bir başkasının malına, canına, iffet ve onuruna kastedemez.

Hesap gününe inanan mümin, eşine iyi davranır. Evlatlarından şefkat ve merhameti esirgemez. Anne-babasının duasını almanın ve rızalarını kazanmanın gayretinde olur. Akraba ve komşularının hakkını gözetir. Yetime, yoksula, dara düşene el uzatır.

Ebedi hayata iman eden mümin, kötülüklerden uzak durur. Kin, ihtiras, haset ve düşmanlık gibi olumsuz duygularla hareket etmez. Kul ve kamu hakkı yemez. Kazancına haram bulaştırmaz. Huzuru ve mutluluğu, mal ve mülkte, makam ve mevkide, şan ve şöhrette değil, Allah'a imanda, ibadetlerin hazzında ve ahlakın güzelliğinde arar.

Bu dünyada ne ekersen ahirette onu biçeceğiz. Dünyada iyilik adına ne yaparsak ahirette onu göreceğiz. Dünyada hayır ve sadaka adına ne verirsek ahirette onu bulacağız. Öyleyse dünya hayatının geçici hevesleri bize ahireti unutturmasın.

Rabbimizin, “Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. (Fâtır,5) uyarısı aklımızdan çıkmasın.

Ahirette bizi mahcup edecek her türlü söz ve davranıştan sakınalım, Rabbimiz, bizleri yaptıklarımızdan ve yapma imkânına sahip olduğumuz halde yapmadıklarımızdan da hesaba çekecektir.

Rabbim iman selametiyle bu dünyadan ayrılmayı nasip eylesin.

“Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salavat okuyandır” Hz. Muhammed (sav)

Allahümme salli ala Muhammedîn ve ala ali Muhammed