Ülkenin kurucu partisi C.H.P’nin aksine ekonomide liberalizmi savunan muhafazakar / liberal bir çizgide duranDemokrat Parti Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 27 yıllık C.H.P dönemini seçimle sona erdiren ilk siyasi parti. Demokrat parti 1950, 54 ve 57 seçimlerini kazanarak 1950 – 1960 yılları arasında ülkeyi idare etti.


Demokrat Parti 7 Ocak 1946 tarihinde Celal Bayar tarafından kuruldu. D.P 1950 seçimlerinden yüzde 52.7 galibiyitle çıktı ve iktidar oldu. Mecliste 408 sandalye kazanan D.P kısa süre sonra da D.P Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Celal Bayar’ı Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı olarak seçti.  Aydın Milletvekili Adnan Menderes de hükumeti kurmakla görevlendirildi. Menderes böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin 19. Hükumetini kurmuş oldu. Kendisi de 9 Haziran tarihinde D.P genel başkanlığına seçildi.


Böylece 27 yıllık C.H.P iktidarı bir “beyaz devrim” ile sona ermiş oluyordu.


D.P’nin yükseliş yılları


Demokrat Parti döneminde Arapça Ezan yasağının kaldırılması, Kore’ye asker gönderilmesi, NATO’ya üye olunması, Halkevleri ve Köy Enstitüleri’nin kapatılması gibi önemli gelişmeler yaşandı. Yine Demokrat Parti döneminde liberal ekonomi politikaları hakim kılındı. Dışarıdan para girişi ekonomide bir hayli rahatlama yarattı.


Kitleler D.P iktidarından memnundu. Bunu 1954 seçimlerinde de gösterdiler. D.P 54 seçimlerinden yüzde 57.5 oy alarak mecliste 502 sandalye kazandı.


D.P  seçimlerden büyük bir galibiyetle çıktı ancak ekonomide sıkıntılar baş göstermeye ile siyasi çalkantılar başlamış ve parti içinde de tartışmalar almış yürümüştü. Parti içi anlaşmazlıklar 1955’te partinin bölünmesine ve Hürriyet Parti’sinin kurulmasına kadar vardı. Demokrat Parti için sıkıntılar gittikçe derinleşiyordu.



Sıkıntılılar büyüyor....


Demokrat Parti seçimleri bir yıl erkene alarak 27 Ekim 1957 tarihinde seçime gitti. Ancak seçim öncesi kampanya bir hayli sert geçti. Seçimler D.P iktidarını bu kez zayıflattı ve muhalefetin elini güçlendirdi. Bu seçimde yüzde 47. 9 oy alan D.P mecliste 424 sandalyeye sahip oldu. C.H.P ise 178 sandalyeye sahip oldu.


1957 seçimlerinden sonra ülkede bir hayli sert rüzgarlar esmeye başladı. C.H.P ve D.P’in arası giderek açılıyordu. İki parti arasındaki kavga alevlendikçe alevlendi. Ekomomide de dar boğaza giriliyordu. Kıbrıs sorunu da bu dönemde krize dönüştü. Ada'da Türkler üzerinde baskı artıyor, Türkler de adanın bölünmesinden (o dönemin deyimiyle 'taksim' den) yana tavır alıyordu. Bunun için Türkiye’de de "Ya Taksim Ya Ölüm" sloganıyla mitingler yapılıyordu.


Başbakan Menderes bu konuyla ilgili temaslarda bulunmak için Londra’ya hareket etti. Ancak Menderes’in bindiği uçak düştü. Uçakta bulunan 14 kişi hayatını kaybederken Menderes kazadan kurtuldu.


Dış politaka kızışırken içeride de kargaşa yükseliyordu. C.H.P’yi destekleyen gazeteler aralıklarla kapatılıyordu, bazı yazarlar tutuklanıyordu. İsmet İnönü de Uşak, Ankara, İzmir ve İstanbul’da saldırılara maruz kaldı.


C.H.P’yi ihtilal hazırlığında olmakla suçlayan Menderes hükumeti TBMM’de basını ve muhalefeti soruşturmak amacıyla geniş yetkilere sahip bir Tahkikat Komisyonu oluşturdu. Buna karşı Meclis’te söz alıp konuşan C.H.P lideri İsmet İnönü D.P’ye dönük “bu yoldan gitmeye devam ederseniz sizi ben bile kurtaramam” ifadesini kullandı.


TahkikatKomisyonu herşeye rağmen kuruldu ve ilk icraatı da İnönü’ye 12 oturum boyunca Meclis’e katılmama cezası vermek oldu. Buna karşı çıkan C.H.P milletvekilleri meclisten çıkarıldı.


Meydanlar da kızışmaya başladı. Üniversite öğrencileri gösterilerde bulundular. Bu arada Adnan Menderes Ankara Kızılay Meydanı’nda muhalif gençler tarafından tartaklandı. Bunu takip eden günlerde Harbiyeliler bir yürüyüş gerçekleştirdi. Ancak Menderes geri adım atmak şöylr dursun bunlara kulak asmayın diyordu.


Ve 27 Mayıs...


Ve ülkedeki kaos 27 Mayıs 1960 tarihinde darbeyi getirdi. Ankara Radyosu’ndan Kurmay Albay Alparslan Türkeş’in sesinden okunan bildiriyle Milli Birlik Komitesi’nin ülke idaresini ele aldığı ilan edildi.


Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından oluşturulan Milli Birlik Komitesi’nin başına Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel getirildi. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes olmak üzere Demokrat Parti Milletvekilleri tutuklandı. Parlamento fesh edildi, Anayasa askıya alındı. 28 Mayıs 1960’da Orgeneral Cemal Gürsel başkanlığında bir hükumet kuruldu ve yeni anayasa için çalışmalara başladı.


Tutuklu siyasiler ise Yüksek Adalet Divanı’nda yargılandılar. 15 kişi idama mahkum edilirken, 31 kişi ömür boyu hapse mahkum edildi. 418 kişi de değişik hapis cezalarına çarptırıldı. Ancak Milli Birlik Komitesi idamlardan üçünü onadı. Bunlar Maliye Bakanı Hasan Polatkan, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Başbakan Adnan Menderes'in idam kararları idi. 


Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu 16 Eylül’de, Adnan Menderes ise 17 Eylül’de idam edildiler.


Celal Bayar, Refik Koraltan ile diğer 11 kişinin idam cezaları ise ömür boyu hapse çevrildi.


Cumhuriyet tarihininde demokrasiyi sekteye uğratan askeri darbelerin ilki bu şekilde yaşanmış oldu. Kimileri için darbe olan 27 Mayıs süreci kimileri için ise zorunlu bir ihtilaldi. Ve 27 Mayıs Anayasası da en demokratik ve en halkçı anayasa idi. 

Ancak her ne olursa olsun dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de askeri darbeler ülkeyi kangren etti.