بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
ZEKÂT KİMLERE VERİLİR?
  Bizleri yoktan var eden, sayısız nimetleriyle şereflendiren Rabbimize Kâinat’ın zerresi adedince hamt,  yüz binlerce salât ve selam bütün insanların efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) e olsun.
.Değerli okurlarım! Zekât; İslam’ın beş şartından biridir. Hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Kitap, sünnet ve icmâ ile sabit olan zekâtı; hafife almak veya inkâr etmek küfürdür.



 Aslî ihtiyacından fazla olarak üzerinden bir yıl geçmiş nisap miktarı mala malik olan, baliğ, (ergen) akıllı ve hür olan müslümanın, borclarını düştükten sonra, yerine getirmesi icap ed en bir farzdır.



Nisap; zekâtın farz olması için dinin koyduğu bir ölçüdür ki, bu da kişinin borcundan hariç  (80.18 gram) altın veya bunun değerinde para ve ticaret malıdır.



 Bu sebeple, zekât hesaplanırken sadece paralar değil, ticaret malları ve umumiyetle hanımların malik oldukları altın ve gümüşlerde hesaplanmalıdır. Bunların her 40 da birinin  (%2,5) zekât olarak verilmesi farzdır.



 Zekât, senenin diğer Aylarında da vermek caiz ise de, Ramazan-i Şerif ayında vermek daha faziletlidir. Cunku Ramazan-i Şerifte yapılan farz ibadetlere Cenab-i Hakk 70, kat sevap ihsan etmektedir.
Zekât; Allah'û Teâlâ’nın, zengin Müslümanların mallarından, yine ihtiyaç sahibi Müslümanlar için ayırmış olduğu bir haktır.



 Zekâtla ilgili ayeti kerimede Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Namazı kılın; zekâtı verin ve peygambere itaat edin ki; merhamet göresiniz.” (Nur, Suresi.56)



Başka bir ayeti kerimede ise:  



Namazı kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önden ne hayır yollarsanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görücü ve karşılığını vericidir.” (Bakara, Suresi.110) buyrulmaktadır.!



Zekât vermeyenlerin akibeti hakkında Kur`an-i Kerim`de şöyle buyruluyor.



” Allah’ın fazl-u kereminden kendilerine verdiği malda (zekâtını vermeyerek) cimrilik edenler, sakın (zengin olacaklarınıdüşünüp) onu kendilerine hayır sanmasınlar. Tam aksine, o, kendileri için bir şerdir.(Zekâtını vermeyerek) Cimrilik ettikleri şey (mal), kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allahu Teala’nındır.. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (Al-i İmran Suresi,180)



Güzeller güzeli  (s.a.s.), bu ayet-i kerimeyi tefsir eder mahiyette, zekât vermeyenlerin başlarına gelecekleri şöyle ifade ediyor:



Allah (c.c.) kime mal verir de zekâtını ödemezse, kıyamet gününde o mal; sahibine, gözlerinin önünde simsiyah iki benek bulunan gayet zehirli (.ve zehirin etkisinden başı.) kel bir yılan şeklinde görünerek, boynuna gerdanlık yapılacak, sonra da iki çene kemiğinden yakalayıp şöyle diyecek: Ben senin malınım, ben senin biriktirdiğin şeyim.” ( Buhari, Ibn-i Mac’e)



   Diğer bir ayeti kerimede: Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:"Altın ve gümüşü (malı, parayı) biriktirip Allah yolunda harcamayanlara (zekâtını vermeyenlere) çok acı azabı müjdele! (.Zekâtı verilmeyen mallar.) paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına, yanlarına, sırtlarına (mühür basar gibi) basılacaktır. Bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir.



Biriktirdiklerinizi
(n azabını) tadın denilecektir." (Tevbe Suresi. 34
, 35) 



ZEKÂT-I KİMLER VERİR? 1-Müslüman. 2-Akıllı. 3-Buluğ çağına gelmiş olan. 4-Hür ve zengin kimseler verir. ZEKAT KİMLERE VERİLİR.1-Fakirlere:,:ihtiyacından fazla olarak nisap miktarı bir mala sahip olmayan.kimsedir. 2-Miskin: (Hiçbir şeye sahip olmayıp yemesi ve giymesi için dilenmeye muhtaç olan yoksul kimsedir). 3-İlimle meşgul olan öğrencilere, 4-Borçlulara, 5-Yolda kalmış yolculara, 6-Allah (c.c.)  yolunda cihad eden mücahitlere, 7-Kölelere,



ZEKÂT KİMLERE VERİLMEZ? 1- Gayri Müslimlere, 2-Anne ve babaya, 3-Büyük anne ve büyük babaya, 4-Oğluna, kızına, torunlarına, 5-Zenginlere, ZEKÂT-I: önce akrabaya vermek muhtaç olan erkek kardeş ve kız kardeşlere, bunların çocuklarına, amcalara, dayılara, teyzelere, bunların çocuklarına, daha sonra akraba sayılan diğer yakınlara vermek daha faziletlidir.  Rabbime emanet olunuz.  Cumanız mübarek olsun



SORULAR CEVAPLAR: İNSANLAR, TASDİK VEİNKAR BAKIMINDAN DÖRDE AYRILIR
 
1-Mü’min: Allah'tan gelen her şeyi mutlak anlamda tasdik eden, doğrulayan kimsedir.
 
2-Münafık:  Allahü Teâlâ’nın varlığını birliğini ve Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) peygamberliğini kalp ile inanmadığı halde dili ile inandığını söyleyen kimseye denir.
 
3-Kâfir: İslâm'ı inkâr eden, nimete nankörlük eden, uzak kalan, kaçınan, örten kimse. ". Terim olarak, imanı olmayan kimseye verilen isimdir.
 
4-Müşrik: Allahü Teâlâ’ya (c.c.) başka ilahları ortak koşan kimsedir. Birkaç ilahın varlığını kabul edenler "zahirî müşrik" olarak isimlendirilirler. Mecusîler gibi.
 
İSLAM:  Lügat manası bakımından İslam, teslim olmak, boyun eğmek ve itaat etmektir. Hazreti Peygamberim iz’in (s.a.v.) Allahu Teâlâ’dan getirdiği dini (İslam’ı) kalple, lisanla ve azalarla teslim olmak demektir.  Kalbi yönü bilinmediğinden dolayı, dil ve azalarla teslim olan kimsede müslümandır.
 
 Allah Resulü (s.a.v.) Müslüman’ın en önemli sıfatlarından birini şöyle ifade eder:
Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir
 
 

- - - -