RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA

Alla hu Teâlâ’ya Kâinat’ın zerresi adedince hamt, yüz binlerce salât ve selam bütün insanlığın efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) e olsun.

Değerli okurlarım! Allahu Teâlâ Mümin kullarına çok mübarek ve çok faziletli gün ve geceler ihsan etmiştir. Bu mübarek ve faziletli gün ve gecelerin bir kısmı, üç aylar adı verilen Recep, Şaban ve Ramazan ayları içindedir.

Mevla Teâlâ’ya sonsuz şükürler olsun ki, bizleri bu manevi bu ticaret mevsiminin gölgesine kavuşturmuş bulunuyor. Bize düşen vazife, belki bir daha kavuşamayacağımız bu kıymetli ve mübarek gün ve geceleri, Hz. Allah (c.c.) rızasına uygun olarak geçirmektir. Üç aylar yaklaştığı zaman : “Allahım! Bize Recep ve Şaban ayını mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.(Ahmed, Bey haki Keşf’ül hafa’) diye dua eden Kâinat’ın en güzeli HZ. Muhammed Mustafa (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde böyle buyurmuşlardır.

Beş gece vardır ki o gecelerde edilen dualar geri çevrilmez.

1 - Receb’in ilk Cam’a gecesi, (Regaip gecesi)
2 - Şaban’ın onbeşinci gecesi, (Berat gecesi)
3 - Cuma gecesi,
4 - Kurban bayram gecesi,
5 - Kadir gecesi,

Kameri ayların yedincisi, İslami takvimin aylarından biri Muharrem ile başlayan ve Zilhicce ile sona eren Kameri takvim aylarının yedincisi olan Recep, ayı aynı zamanda ”üç ayların” ilkidir. “Recep” kelimesi, herhangi bir şeyden korkmak, utanmak veya bir kimseyi heybetinden dolayı ululamak manalarına gelir.

Recep kelimesi “tercib” aslından gelen bir kelimedir. Tazim manasına gelir. Arapçada üç harften meydana gelen bu kelimeye (Recep kelimesine) şu vasıflar verilir.

1 - Re = Allah (c.c.) rahmeti,
2 - Cim = Kulun cürmü, günahı,
3 - Be = Allah (c.c.) biri yani ihsanı, Şu manaya getirilir. “Kulumun cürmünü, Rahmetimle Birr’im arasına alırım.


Bu mübarek aylardan birincisi olan “Receb” ayını mânevî değerine, Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyurulur:

"Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylarıdır. Bu, dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin..."(Tevbe Suresi,36,)

Bu Âyet-i Kerime'de işaret buyrulan "haram ayları"nın “Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep” ayları olduğunu güzeller güzeli (s .a.v.) şu hadis-i şerifleriyle açıklamışlardır: "Muhakkak ki zaman Allah'ın yarattığı günkü şekliyle olup akıp gitmektedir. Sene oniki aydır. Onlardan dördü haram aylardır. Bunlardan üçü peş peşedir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyelâhir ile Şâban ayları arasında olan ve Mudar Kabilesi'nin ayı Recep'tir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.) Üç Aylar hakkında şöyle buyururlar:

"Recep Allah'ın ayı, Şâban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşf'ül-Hafâ)

Recep ayı, gerek İslâm'dan önce, gerekse İslâm'dan sonra mukaddes bilinen bir aydır. İslâm dini gelmeden önce bu ay girer girmez, Arap kabileleri arasında harp etmek, baskın ve çapulculuk yapmak yasaklanır, herkes bu ayda kendisini emniyet ve selâmette hissederdi. İslâm güneşinin doğmasından sonra da -ilâhi hikmet ve takdir gereğince- bu aya olan hürmet devam ettirildi. Bu ay Regaib ve Mirac gibi mübârek geceler ve ilâhi tecellilerle şereflendirildi. Ülkemizde de asırlardır bir "Üç Aylar" geleneği oluşmuş Ramazan'a hazırlık bununla başlar hale gelmiştir.

Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli geceler vardır ki, Yüce Allah'ın rahmet ve mağfireti bu gecelerde müminler üzerine yağmur gibi yağar. Recep ayının ilk Cuma gecesi olan” Regaib kandili” Allah Teâlâ'nın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibâdetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir. Regaib gecesi, duâların kabul olunduğu ve Allah'ın, isteyen kullarına ihsan ve ikramının bol bol olduğu bir gecedir. Regaib Kandili, Recep ayının 27. gecesindeki Mirac ve Şâban ayının 15. gecesindeki Berat Kandillerini, Ramazan ayını, Kadir Gecesini, Ramazan ve Kurban Bayramlarını müjdeleyen mübârek bir gecedir.

Recep ayı, içerisinde bulunan bir başka mübârek gece de Mirac gecesidir. Mirac gecesi, Hz. Muhammed (s.a.s.)'i; Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ve oradan da göklerin ilâhî derinliklerine yükselttiği gecedir.

Üç Ayların ikincisi olan Şâban ayı ve onun on beşinci gecesi olan “Berat gecesi” de müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin, diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibâdet edilmesi adet halini almıştır.

Üç Aylar'ın sonuncusu olan Ramazan ayı ve onda bulunan Kadir Gecesi'nin ise dinî hayatımızda ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Recep, Şaban ve Ramazan ayları, Yüce Allah'ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah'a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yok ettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu kadar şeytani özelliklere de sahip, günah işlemeye müsait bulunan insanın, günahlarından temizlenmesi için, Üç Aylar bir fırsattır.

Üç Aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Ramazandan önce oruçla buluşanlar, Cuma Namazına koşanlar, namaza başlayanlar, ibadetlerini ziyadeleştirenler, tövbe ile Allahu Teâlâ’ya çok yaklaşanlar... Gibi manevî kazanç elde edenlerin çokça görüldüğü anlardır.

Üç Aylar geçmişin muhasebesini yaparak, geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılmak için iyi bir imkândır. Hayatımızda adeta otokontrol sisteminin kurulmasına vesile olan mübarek Üç Aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi değerlendirmemiz için son derece kıymetli fırsatlardır.

Sev ban (r.a.) rivayet ediyor. Güzeller güzeli (s.a.v.) bir yere gidiyorduk, yolumuz bir kabristana uğradı. Efendimiz (s.a.v.) kabristanın önünde durarak ağlamaya başladı, gözlerinden akan yaşlar göğsünü ıslatıyordu. Yanına yaklaşıp Ey Allahın Rasülü Anam, babam, nefsim sana feda olsun niçin ağlıyor sun? Vahiymi nazil oldu diye sordum. Ya Sevban! Kabristanda yatan mevtalar azap çekiyorlar, onların haline ağlıyorum. Diye cevap verdi. Eğer bunlar recep ayının günleri nden bir gün oruçlu olup, gecesinde Allaha ibadet etmiş olsalardı bu azabı görmezlerdi.

Miraç gecesi Kâinat’ın Sultanı (s.a.v.) Cennette bir nehir gördüm, suyu baldan tatlı, soğukluğu kardan ziyade, kokusu ise, miskten daha güzel Cebrail’e sordum. Bu nehirden kimler içer? Cebrail bana dedi ki, bu nehrin ismi “RECEPTİR.” Senin ümmetinden bir kimse, Recep ayında oruç tutarsa, size selatü selam getirirse Allahu Teâlâ bu nehirden o kula ikram eder.

İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa, belli alışkanlıklarıyla hayatını sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla karşılaşırsa kendine bir çeki düzen verir. İşte idrak ettiğimiz Üç Aylar ve bu aylar içerisinde bulunan mübarek geceler, müslümanların hayatındaki mûtad gün ve geceler arasında fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir.

Unutulmamalıdır ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde Allah'ın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise sevinip mesrûr olacak, kötü ise pişmanlık duyarak mahcûp olacaktır. Ancak bu mahcûbiyetin orada faydası da olmayacaktır. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! Allah'tan korkun, herkes yarına ne hazırladığına bir baksın; Allah'tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdârdır."

Mübârek Üç Aylar, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize ve gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır. Aramızdaki çekişmeleri, tefrika ve ihtilâfları, şahsî menfaat hesaplarını ve basit düşünce farklılıklarını bertaraf etmeli; her zamandan daha çok muhtaç olduğumuz ve Yüce Dinimizin bizden ısrarla istediği; barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini, insânî ve ahlâkî meziyetlerin yeniden yeşermesini sağlamalıdır.

Rabbime emanet olunuz.