22.01.2019

Öğrenim hayatının ilk yarısı sömestr tatili öğrencilerin iple çektiği bir on beş gün..


Her çocuk gibi bizde iple çekerdik sömestr tatilini. Sömestr tatili demek tatilden ziyade kardeşlerimizle görüşmek demek beraber eğlenmek paylaşmak gülmek hoşça vakit geçirmek demekti.Biz on altı çocuktuk iki canımızı cennete  uğurlayana kadar ,her dem beraber atan yürekleriz.. 
Tatil başladığında köyde beklenti içinde olurduk acaba halamlar ne zaman gelecek diye telefon yoktu sadece tahmin ederdik şu gün gelirler bu gün  gelir ler diye. Üç anne yarısı halamız var bizim ve onların çocukları bize kardeş kadar yakın kuzenlerimiz. o zamanlar kuzen bedir bilmezdik amcaoğlu halaoğlu dayı ve teyze çocukları diye hitap ederdik.. 


Köyümüze ulaşım küçük minibüslerle sağlanıyor du  saatle değil de dolunca yada minibüsçünün keyfi gelince kalkıyordu genelde ,köye ekseriyet öğleden sonraları gelirdi minibüs çarşıdan, bizde bazen minibüsün geleceği güzergahı görecek şekilde yüksekçe bir yerden bu genelde talat amcamın elmalığı olurdu orada beklerdik bazen birkaç gün üst üste eve boş döndüğümüz olurdu. Minibüsün sesine bile aşina olmuştu kulaklarımız araç sesi duyduk mu  pür dikkat dinlerdik bizim minibüs mü diye  münibüs cam i önünde durunca kalbimiz küt küt atardı acaba geldiler mi diye eğer kuzenlerimiz minibüste ise zaten minibüsten  ilk atlayan onlar olurdu koşmaya başlarlardı bizde yukarıdan aşağıya doğru koşardık yolda sarmaş dolaş olur beraber evin yolunu tutardık. Halalarımız bizi her daim hediyeye boğardı bu bir elbise çikolata bisküvi olabilirdi. Bize getirdiklerinden çok bize duydukları sevgiyi özlerdik. 


Tatil asıl kuzenlerimiz gelince başlardı bizim için beraber köy işlerimizi yapar çocuk olmanın avantajlarını da yerine getirirdik. Akşamları deve güreşi yastık savaşı yapar bunları yaparken de evdeki hassas eşyaları kırar döker ama yinede ev ahalisi tarafından çok sevilirdik ..şimdi düşünüyorum da on altı çocuk bir evde oynardık. Demek ki bizim büyüklerimizde peygamber sabrı varmış sanırım bizde melekmişiz.:) tatil kış ayına dek geldiği için kar yağdığında kartopu karda futbol maçı yapar bulduğumuz gübre çuvallarıyla kayardık bazen gece bile kaymaya giderdik mahalledeki amca çocuklarımız da katılır sayımız otuzları bulurdu.. gece eve gelir sıcak ıhlamur eşliğinde sobada eşyalarımızı kuruturduk.. gece hep beraber yatardık baba anemi paylaşamaz onun yatağında yatmak isterdik oda bizi kırmaz sen de gel ayak ucuma yat der yatakta beş altı kuzen yatardık. Bazen yan odada yatarken diğer odadan halalarımızın sesi gelirdi yattıkları yerde sohbet ederlerdi sabaha kadar ve ben içimden galiba kardeşlik böyle bir şey derdim..doyasıya paylaşmak..


Bizim birde babaannemiz vardı rahmet olsun o bize hem anne hem kardeş hem büyük hem arkadaştı. On altı torununun gönlünü yapar kızları dahil hepimizin doğum tarihlerini hatırlar ve yanındakine aratır dı. Biri sadece ah şimdi bir kek olsaydı demesi yeterliydi onun için  saat kaç olursa olsun hiç üşenmez herkesin gönlünü yapardı. Onu anlatmaya kelimeler kifaye siz. Yaşama sevinci enerjisi merhameti inşallah bizlere de sirayet etmiştir. Ruhu şaad mekanı cennet olsun inşallah.


Keyifli tatil günlerimizin sonuna gelince gece bol bol dua ederdik çocuk kalbimizle gece çok kar yağsın ve yollar kapansın biz ayrılmayalım diye ve bazen dualarımız kabul olur kar yağar kuzenlerimiz kalır beraber vakit geçirirdik. Sonra ayrılık vakti gelince her çocuk kalbi gibi ağlayarak ayrılırdık. Yaz tatilinde bir araya gelinceye kadar sabırla beklerdik..


Eğer Allah size bir çocuk nasip ettiyse ve onun kuzenleri de varsa sömestr  tatilinde evde oturmak yada tatile gitmek yerine çocuklarınızı bir araya getirin unutmayın hayat paylaştıkça güzelleşir..


Esenlikle kalın..  
Kamil Şirinel (Atrışba)