SEVGİLİYE SALAVAT OKUMANIN FAZİLETİ-2

Abone Ol

Bismillahirrahmanirrahim.


SEVGİLİYE SALAVAT OKUMANIN FAZİLETİ-2


Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, Salât ve selam Âlemlerin Efendisi, Hz. Muhammed Mustafa  (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.


Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

 

Değerli okurlarım! Enbiya Suresi’nin 107. ayet-i kerimesinde Güzellerin en güzeli (s.a.v.)’e hitaben şöyle buyuruluyor:

“Resulüm Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”

Muhakkak ki Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah-ü Teâlâ’nın Resul’ü ve Âdemoğlu’nun efendisidir.

Kıyamette insanların kendisine en çok tabi olacağı zat odur. O önce ve sonra gelen insanların içinde Allah-ü Teâlâ indinde en mükerrem odur..

Kabri ilk açılacak olan; ilk şefaatçi ve ilk şefaat izni verilecek olan; Cennet’in kapısını ilk çalacak olan ve Hz. Allah’ın kendisine kapıyı ilk açacağı kişi yine O’dur. Kıyamet günü Livâü’l-Hamd sancağını O taşıyacaktır. (Mektubât-ı Şerife, cild 1, sayfa 87,)

Ve O’nun hürmetine ümmet-i Muhammed cennete ilk girecek ümmettir.

Efendimiz  (s.a.v.)’in fazilet ve meziyetlerini saymakla bitirmemiz ve kelimelerle ifade etmemiz elbette mümkün değildir.

Bu hususla ilgili Kur’an-ı Kerîm'de; “Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.”(Tevbe Suresi,128;)  buyrulmaktadır.

Yine Efendimiz (s.a.v.)’in  “Allah’ım ümmetimi muhafaza buyur, ümmetime merhamet eyle” diye ağlayıp yalvarması,  O’nun ümmetine ne kadar düşkün olduğunun başka bir delilidir.

Müminlere böylesine düşkün olan Efendimiz (s.a.v.) 'in ümmeti olarak bize düşen vazifelerden biri de Rasül-i Ekrem (s.a.v.) çokça salevât-ı şerife okumaktır.

Her mevzuda onun yolunu takip etmekle beraber bağlılığımızı ve ona olan hürmetimizi salevât-ı şerife ile de izhar etmemiz icap eder.

Cenab-ı Hak Ahzâp Suresi'nin 56. ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:

"Muhakkak Allah ve melekleri Peygamber'e salatta bulunurlar. Ey iman ile müşerref olanlar, sizde O'nun üzerine salâtta ve teslimiyetle selamda bulunun"

Mevla Teâlâ’nın salati demek, ondan gelen rahmet, kerem ve ihsan demektir ki, Allahu Teâlâ’nın bu ihsan, kerem ve rahmeti. Sevgiliye (s.a.v.) ‘e arada hiçbir kesinti olmaksızın devamlı olarak gelir.

Ayeti kerimede olduğu gibi, Mevla Teâlâ Resulüne salavat getirmeleri için, kullarına emir buyurdu. Salatü Selam getirmenin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için de, kendisinin ve tüm meleklerinin Habibine Salatü Selam getirdiğini bildirdi.

Kullarının da Resulüne Salat ve Selam getirmeleri için ferman buyurdu.

Fahri Kâinat (s.a.v.) bir gün müjdeli bir haberi ashabına bildirmek için sevinç içinde mescide geldi ve şöyle dedi.

”Ey Muhammed! Sana bir Salavat getirene ve selam gönderene, benim 10’Salavat getirdiğime ve selam gönderdiğime razı değil misin?”

Bir hadiste ise.; Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. ”İnsanlardan şefaatime en layık olan kimse, bana en çok salavat getirendir.”

Diğer bir hadiste: “Bana salavat okuyan kimseye meleklerde salavat getirir. Bana salavat getirmeye devam ettiği müddetçe, Meleklerde ona salavat getirmeye devam ederler, ister az, ister çok okusun, bana salavat getirmeye devam ettiği müddetçe Meleklerde ona salavat getirmeye devam ederler.”

Meleklerin peygambere salavat getiren kimseye getirdikleri salavattan kastedilen mana: Kulun kusur ve günahlarının affı için Allahu Teâlâ’ya yalvarmalarıdır.

Alla hu Teâlâ Melekleri tüm canlı varlıklardan daha çok yaratmıştır.

Bütün insan, cin, hayvan ve diğer canlı varlıklar, Meleklere karşın ancak onda biridir. Bu durum arşı alaya varıncaya kadar devam eder..

O halde bir salavat okuyan kimsenin bütün meleklerden alacağı ecrin ne kadar olacağını düşünecek olsak bu düşüncenin bile ne kadar zor olduğunu anlarız. Bunu ancak alla hu Teâlâ bilir.

Bütün bunlardan sonra salavatı Şerife’yi çokça okumak ve okumaya devam etmek, en akıllıca bir iştir.

Diğer bir hadisi şerifte: Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor.

“Bana okuduğunuz salavat-Şerife’yi Cuma günleri daha da artırınız.”


Hadisi şerifte görüldüğü gibi,  Cuma günleri Salavati Şerife’yi daha çok okumamızı istemiştir.

Çünkü Cuma günleri, bütün günlerin efendisi, Efendimiz (s.a.v.)’ de bütün insanların efendisidir.


Yalnız insanlar mı, bütün mahlûkatın efendisidir.


Günlerin Efendisi olan Cuma gününde, Âlemlerin Efendisi olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e çok salavat okumak el betteki daha güzel bir şeydir.


Ecir ve sevap arttığı gibi, Mevla Teâlâ’nın rahmetine ve keremine de mazhar olunur. Kıyamet Cuma günü kopacağı gibi, Mahşer alanı da Cuma günü kurulacaktır.


Durum böyle olunca da kişi, kıyameti Cuma günü daha bir hatırlayacak, günahlarının çokluğuyla da o günün dehşetini düşünecektir.


İnsanoğlu o günde Mevla Teâlâ’nın gazabını ve azabını tefekkür edecektir.


İşte o günde bütün mahlûkatın efendisi olan Hz Muhammed (s.a.v.) ‘e şefaat için Mevla Teâlâ izin verecektir.


Öyleyse Sevgilinin şefaatinden mahrum kalmamak için bol bol Salatü selam okuyalım.


Yine Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor.


”Ümmetimden bana bir salavat okuyan kimse için, 10’ iyilik yazılırken, kaydında da 10’kötülük silinir.”

İbadet edilmeye engel olmayan her yerde, kadın ve erkek her Müslümanın salavat okuması, kötülüklerinin imha edilip günahlarının bağışlanması için gereklidir.


“Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salavat okuyandır.” Hazreti Muhammed Mustafa  (s.a.v.)

 

Rabbim Sevgilinin nurlu yolundan ayırmasın, şefaatine nail eylesin.


Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

 

{ "vars": { "account": "UA-35875877-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }