Tarihin her döneminde var olan intihar olgusu, günümüzde de gün geçtikçe artarak önemli bir psiko-sosyal sorun haline gelmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, 2000 yılında tüm dünyada yaklaşık bir milyon kişinin intihar sonucu yaşamlarına son verdiğini bildirmektedir. Bunun anlamı her 40 saniyede 1 kişi intihar ederek ölmekte, her 3 saniyede 1 kişi de intihar girişimde bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, son 45 yılda tüm dünyada intihar oranları % 60 artmıştır. Öyle ki intihar, ülkelerdeki ölümlerin ilk on nedeni içinde yer almaktadır. Nitekimr ABD'de 15-24 yaş arası ölümlerin üçüncü nedeni intihardır.
Richman’a göre, intihar girişimi bir iletişimdir; yardım için ağlamaktır; başkalarından yardım istemektir; tehdit veya intikam metodudur; pişmanlık ve bir itiraftır. İntihar anlamında kullanılan iletişim sözlü veya sözsüz, dolaylı veya dolaysız bir mesajdır. Yapılan birçok araştırmanın ortak sonucuna göre, intihar edenlerin büyük bir çoğunluğu (% 75’i) bu niyetlerini eylemlerinden çok az bir zaman önce birçok şahsa tekrar tekrar anlatmışlardır.
Bütün bu veriler intiharı önlemeye ilişkin çalışmaların bir süreç dâhilinde hemen başlatılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bir süreç dâhilinde, bireyin intiharla ilgili karar vermesi aşamasına gelmeden toplumdaki tüm kesimlerin bilinçlendirilmesi ve duyarlıklarının artırılması gerekmektedir. Kendi hayatına son vererek yaşadığı sorunları çözmenin en geçerli yol olduğunu düşünen ve bu eyleme kalkan insanların yaptıkları aslında ölmek istemesi değildir, sadece ve sadece acılarına son vermek istemeleridir. Çünkü onlar acılarına son verecek başka bir yol olmadığına inanmaktadırlar. Önemli olan bu bireyleri bu yolun sonuna getirmemektir. İnsanlar aslında bu sona doğru ilerlediklerini çevrelerindekilere bazen sözlü bazen de sözsüz bir şekilde bağırarak, haykırarak bazen de yalvararak söylemiş olmalarına rağmen çoğunlukla görülmez ve duyulmazlar. Amaç kişiye son noktaya gelmeden yardım edebilmektir ki bu zamanda yapılacak yardım hem daha basit hem de daha işlevseldir. İntihar sürecinin başında olan ve bütün sözlü ve sözsüz uyarı sinyallerini vermesine rağmen yardım alamayan bireye yardım etmek artık bir uzmanlık işidir. İntihar kararını vermiş, gününü, saatini, şeklini belirlemiş ve aynı zamanda niyeti de olan birey yardım etmek için yapılacak iyi niyetli davranışlar bireye daha fazla zarar verebilir. Bu durumda birey yardım edebilecek özel eğitim almış uzman bireylere ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu bağlamda Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi ile Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü ortak bir proje başlatma kararı almıştır. Bu projeye göre Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli, gönüllü ve bu süreçte gerekli özelliklere (iletişim, empati, sabır, duygu kontrolü vb) sahip 10-15 arası personele Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalında görevli öğretim üyeleri tarafından eğitim verilecektir. Bu bireyler Sakarya İlindeki kriz (intihar girişimi, rehin alma, cinnet) durumlarında görev alacaklardır. Bu proje daha sonra ülke geneline yaygınlaştırılacaktır. Eğitim sürecinde ihtiyaç duyulan kurum, kuruluş ve kişilerden yardım alınacaktır.