Bismillahirrahmanirrahim

Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline olsun..
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.
 
Değerli okurlarım! Ramazan-ı şerif ayı kameri aylarından Recep Şaban’dan sonra takip eden ayın ismidir.
Fakat Sevgiler sevgilisinin İslam’ı tebliğe başladıktan sonra İslam ve Müslüman’ların ortak kabul ettiği çok önemli sosyal olayların yaşandığı toplumda suç oranının bile aşağılara düştüğü mübarek bir aydır.
Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresinin 185. Ayet-i kerimede“ Ramazan-ı şerif ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.
Öyle ise, sizden ramazan ayına ulaşanlar onda oruç tutsun…” buyurularak, ramazan ayında insanlık âlemine rahmet yönünde kaynaklık eden, insanlara ışık olan, Allah’tan gönderilmiş, gönüllere su serpen açıklamanın içinde bulunduğu ve hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, hayırlıyı şerliden ayıran Allah Kelâmı, kıyamet gününe kadar insanların derdine ilaç olacak ve Resülüllah’ın yaşayan mucizesi Kur’an, O mübarek ayda indirildiği bildirilerek, Ramazan’a değer kazandırılmıştır.
Ayrıca bir Hadis-i Şerif’te “Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” (Riyazüssalihin) buyruldu.
Ramazan ismi kullanılarak değerli bir ay oluşu bize bildirilmiştir. Başka bir Hadis-i Şerifte de “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Riyazüssalihin.)
İslam tarihi boyunca ramazan haricindeki aylarda birbirlerini hırpalayan hatta, birbirlerinin kanını döken toplumlar, Ramazan ayında barış, af, müsamaha ve birbirlerini dinleyip anlama noktasına döndüğü defalarca görülmüştür.
Efendimiz (S.A.V.) bir hadisinde “Ramazan-ı Şerife giripte bu ay çıkmadan kendini Cenâb-ı Hak’ka bağışlatamayan kimse perişan olsun. Anne ve babası yaşlılık günlerini yanında geçiripte (onları hoşnut ederek) cennete giremeyen kimse perişan olsun. (Riyazüssalihin.) buyurmuştur.
Başka bir Hadis-i Şerif’te de Efendimiz (s.a.v.) “Ramazan ayında bana 5 şey verildi ki, benden önce kimseye verilmedi.
Birincisi; Ramazan’ın birinci gecesi oldumu, Allah’ u Teâlâ müminlere rahmet nazarıyla bakar, rahmet nazarıyla baktığı kişileri ebediyen azap etmez.
İkincisi: Akşama erdikleri zaman ağızlarında kalan açlık kokusu, Allah katında misk kokusundan daha temizdir.
Üçüncüsü: Ramazan’ın her gece ve gündüzü melekler oruç tutanlara istiğfar ederler.
Dördüncüsü: Allah’ü Teala cennete emreder, kullarım için hazırlık yapın güzelleşin, çünkü kullarım dünya yorgunluğundan evime ve ikramıma sığınarak istirahat etmek isterler.
Beşincisi: Ramazan’ın son gecesi oldumu, Allah hepsini afv eder buyurunca bir kişi şöyle dedi: O gece Kadir gecesi mi Ya Rasülallah? Efendimiz; “Hayır sen işçileri görmüyor musun çalışıyorlar işleri bitince ücretlerini alıyorlar.” (Ettac.)
Ramazan ayı girdiğinde Allahu Teâlâ arşın taşıyıcısı olan meleklere; “Haydi! Kendi tesbihatınızı bırakın da ümmeti Muhammed ve mü’minler için istiğfarda bulunun Emrini verir.” (Ramuzul.)
Feyiz ve bereketi bol olan ramazan ayı içerisinde bulunuyoruz. Çokça Kur’an-ı Kerim okuyalım,kazamız varsa kaza namazı kılalım,Ramazan-ı Şerif orucunu tutalım, günahlarımıza tövbe istiğfar edelim.,
Yetimleri, yoksulları gözetelim. Hayır, hasenat yapalım, çocuklarımıza Ramazan-ı Şerif ayının faziletlerinden bahsedelim.
 Rahmet  ayını gafletle geçirmeyelim.. Mevla Teâlâ Ramazan-ı Şerif ayında af edilen kullarından eylesin.
Günün Duası:
 
Eyyy nefis! Bir ezanla geldin bir selayla gidersin.
 
Ölüm senin peşinde. Ya sen neyin peşindesin.
 
Ahir et yüzünü çevirmiş bize doğru geliyor.
 
Dünya ise sırtına bize dönmüş gidiyor.
 
Unutmayalım! Bugün amel var hesap yok,
 
Yarında hesap var amel yok

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed