Alahu Tealanın zatı sıfatları 6-tanedir
 Bütün hamtlar Alla hu Teâlâ’ya mahsustur., yüzbinlerce salat ve
selam, iki cihanın efendisi Hz. Ahmet (sav)’ aline ve ashabına
kıyamete kadar onun yolundan gidenlere olsun.

“Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed”

Değerli okurlarım! Allahu Teâlâ'nın yüce zatını ve varlığını O'na
yaraşır bir tarzda anlayıp, imanımın da o nispette
kuvvetlendirebiliriz. Yüce Allah'ın kendine mahsus bir zatı vardır ve
bu zatının gereği olan, bu zattan ayrılması düşünülmeyen sıfatları
vardır.

Bunlardan bir kısmına "Zatî sıfatlar" , bir kısmına da "sübutî sıfatlar" denir.

Zatî sıfatlar, hiç bir sebebin eseri olmayan, Allah Teâlâ'nın
hakikatinı ortaya koyan sıfatlardır. Bu sıfatlar Yüce Allah'ın
zâtıyla, varlığıyla doğrudan doğruya alâkalı oldukları için ve sadece
Allah'ın yüce zatına mahsus oldukları için zatî sıfatlar diye
isimlendirilmişlerdir.

Zat veya varlık olmadan bu sıfatların varlığını düşünmek ve bu
sıfatlardan söz etmek imkânsızdır. Yüce Allah'ın mevcudiyeti, varlığı
kabul edilmeden, diğer sıfatlarından bahsetmek mümkün olmaz..

Alahu Tealanın zatı sıfatları 6-tanedir.

1-Yüce Allah'ın varlığına, mevcudiyetine işaret eden pek çok âyet-i
kerime Kur'ân-ı Kerimde mevcuttur. Bunlardan birisi olan Haşr
suresinin 22. ayetinde mealen şöyle buyrulmaktadır:

"O Yüce Allah, görüleni de görülmeyeni de bilen, Kendisinden başka
ilah olmayan, ancak kendisi var olan Allah’tır ".

Allah Teâlâ'nın varlığı, mevcudiyeti kendi zatının gereğidir. O'nun
yüce zatı, yaratıklarda olduğu gibi başkasından dolayı değildir. O
kendi zatı ile vardır, kendi zatıyla kâimdir, varlığı için bir
başkasına muhtaç değildir. Muhtaç olan, İlâh olamaz.

2. Kıdem Sıfatı: "Yüce Allah'ın varlığının evveli ve başlangıcının
olmaması" demektir. O, ezelidir; O'nun var olmadığı bir an bile
düşünülemez. Varlığı, zatının gereği olan Yüce Allah'ın bu varlığının
ezelî olması, evveli ve sonunun olmaması vaciptir. Varlığında
başlangıç ve sonu olanlar, ancak yaratıklardır. Allahın kıdem sıfatına
Hadid suresinin 3. Âyeti açıkça işaret etmektedir:

 "O, her Şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiç bir şeyin kalmayacağı
sondur; varlığı aşikârdır; gerçek mahiyeti insan için gizlidir. O, her
şeyi bilir"

3. Beka sıfatı: "Allah Teâlâ'nın varlığının sonu, bitiş noktası
yoktur" demektir. O, ebedîdir, yani onun mevcudiyeti, varlığı sonsuzca
devam edip gitmektedir. Bu sıfat dahi sadece onun yüce zâtına mahsus
bir sıfattır, çünkü bütün yaratıklar sonludur, bir gün hayatları son
bulacaktır.

İşte bu gerçek, Rahman suresinin 26. ve 27. ayeti kerimelerinde meâlen
şöyle beyan buyurulmuştur: "Yeryüzünde bulunan her şey fânidir; ancak
yüce ve cömert olan Rabbinin varlığı bâkidir ".

4. Vahdaniyet Sıfatı: Yüce Allahın zatında, sıfatlarında ve
fiillerinde (işlerinde) bir tek olması demektir. O'nun eşi ve ortağı,
yardımcısı yoktur; bir ve tek'tir.

İhlâs Suresi, Cenab-ı Hakk'ın bu sıfatını açık bir üslupla ortaya
koymaktadır: Hz. Peygambere hitaben; "Deki, Allah bir tektir; Allah
hiç bir şeye muhtaç değildir, O doğurmamış ve doğmamıştır, hiçbir şey
O na denk değildir ".

Her şeyi yaratan Allah Teâlâ olduğu için, O işlerinde, fiillerinde de
tektir. O'nun hiç bir benzeri, ortağı, örneği ve cüzleri ve
yardımcıları yoktur. İbadete lâyık yegâne tek mabut, Allah'tır. İşte
"Vahdaniyet" sıfatını bütün bu hususları içine alan bir teklik olarak
anlamak gerekir. O her bakımdan en mükemmel, bütün eksiklik ve
noksanlıklardan uzak münezzeh bir varlıktır.

5. Muhâlefetün lil-Havadis Sıfatı: Allahu Teâla’nın sonradan olanlara,
sonradan yaratılmış olanlara benzememesi demektir. Yüce Allah'ın
benzeri hiç bir şey yoktur. O'na eşit ve denk olan hiç bir varlık
yoktur.

Zaten kâdîm, bâkî ve bir tek olan varlığın sonradan olanlara
benzememesi, yine O'nun bu sıfatlarının bir sonucudur ve O'nun yüce
zatına mahsustur. Bu sıfata Şûrâ suresinin 11. âyetinde açıkça işaret
buyrulmuştur: "O'nun benzeri hiç bir şey yoktur, O işitendir,
görendir".

6. Kıyam binefsihi “bizatihi”  "Yüce Allah'ın varlığı veya mevcudiyeti
bir başkasına muhtaç değildir; aksine varlığı kendi zatındandır"
demektir. Bütün yaratılmışlar “mahlûkat” var olmada ve varlığını devam
ettirmede Cenâb-ı Hakk'a muhtaçtır.

Hâlbuki Yüce Allah hiç bir şeye muhtaç ve bağımlı değildir, O Azîz ve
Sameddir, yani hiç bir şeye ihtiyacı yoktur; kâinattaki her şey O'na
muhtaçtır.

Bu sıfata da Kur'ân-ı Kerim'in pek çok ayetlerinde işaret
edilmektedir. Alû İmran Suresinin 2. âyetinde şöyle buyrulmaktadır:

"Allah, O'ndan başka ilah olmayan, diri ve kendi kendine kâim olandır".

Vâcibu'l-vücûd (varlığı zorunlu, varlığı kendi zâtının gereği) olan
Allah'ın zatı düşünüldüğü zaman, bu varlıkla beraber bu zâtî
sıfatların da düşünülmesi zaruridir. Varlık, yani mevcudiyet ve
sıfatlar O'ndan ayrılmaz.

Allah Teâlâ kadim, ezelî, ebedî ve her yönden en mükemmel olduğu için,
ne zamana, ne mekâna, ne bir yardımcıya muhtaçtır.

O bunların hepsinin üstünde, varlığı zatının gereği, mutlak ve en
mükemmel ve vacip bir Mevla Teala’dır.

Günün Duası:
Eyyy nefis! Bir ezanla geldin bir selayla gidersin.

Ölüm senin peşinde. Ya sen neyin peşindesin.

Ahiret yüzünü çevirmiş bize doğru geliyor.

Dünya ise sırtına bize dönmüş gidiyor.

Unutmayalım! Bugün amel var hesap yok,

Yarında hesap var amel yok.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed