Bismillahirrahmanirrahim

Hamt Allahu Teâlâ'ya mahsustur. Binlerce salât ve selam Hz. Muhammed
(sav) e aline ashabına kıyamete kadar onun yolunda gidenlere olsun.

“Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed”

Değerli okurlarım! Ailemizden sonra en yakın sosyal çevremizi
komşularımız meydana getirir.

Darlık zamanında yardımlaşma, normal zamanlarda ziyaretleşme, sır
sayılabilen halleri gizleme birbirinin hâlinden etkilenme, hatta
komşunun mülkünü satın almada öncelik hakkına sahip olma komşulukla
ilgili bir dizi hak ve sorumlulukların kaynağım teşkil etmiştir.

 Hz. Ali (r.a) çevrede "sesi işitilenlerin" komşu olduğu görüşündedir.
Hz. Aişe validemiz her taraftan 40- evin komşu olduğunu ve bunların
komşuluk hakkına sahip bulunduklarını bildirmiştir.

Ayrıca, komşu tabiri, hiçbir ayırım yapılmadan, Müslüman-kâfir,
âbid-fâsık, dost-düşman, yerli-misafir, iyi-kötü, yakın-uzak bütün
komşuları içine alır.

Kâinatın efendisi (sav) "Hz. Cebrail (a.s) durmadan bana komşuya
iyilik etmeyi tavsiye et diki. Bu sıkı tavsiyeden, komşuyu komşuya
mirasçı kılacağını zannettim" Bir Müslümanın başkalarına zarar
vermemesi, herkese iyilik yapması en önemli ahlâkî görevlerindendir.

Teslim olmuş anlamına gelen, Müslüman! Efendimiz (sav) Allahu
Teâlâ'dan getirdiği dine “İslam'a” kalple, lisanla ve azalarla teslim
olmuş kimsedir. En önemli sıfatlarından birini şöyle ifade buyurur.

"Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin oldukları
kişidir" Sürekli karşılıklı ilişkiler sebebiyle komşu güven konusunda
daha önceliklidir. Allah elçisi başka bir hadiste bunu şöyle ifade
buyurmuştur:

 "Şerrinden komşusunun güveninde olmadığı kimse gerçek mümin olamaz"
(Buhârî,)

“Mü'minin, kendi nâil olduğu nimetlere diğer mümin komşularının da
nâil olmasını, kendisi için istemediği şeyleri mümin komşusu için de
arzu etmemesi esastır” (Buhâri,)

Bu prensipten hareket edilince komşu komşuyu rahatsız edemez. Burada,
herkese uygulanabilen İslami bir ölçü sunulmuştur. Çünkü Müslümanın
hayat ölçüsü yüce dinimiz ilamdır.

Kıymetli dostlar günümüzdeki komşuluk ilişkilerine bakalım,

balkon, saçak yapılarla komşunun arsasına taşarak zarar veren veya
“müzik sesini fazla açarak başka bir şekilde, alttaki komşularını veya
yan taraftaki komşularını rahatsız eden kimse”, aynı davranış
kendisine yapılsa razı olmayacaksa, kalbine danışarak doğruyu
bulmalıdır.

Nebiler nebisi (sav) bu ölçüyü Vâbisa (r.a)'ya hitap ederek şöyle
açıklamıştır: "Ey Vâbisa insanlar sana fetva verse bile bir de kalbine
danış. Birr “iyi, güzel olan şey”, yaptığın zaman kalbini rahatlatan,
günah ise kalbini rahatsız eden şeydir"  (Dârimi, Büyü'),

Komşusunun, kendisinde ne gibi hakları bulunduğunu soran bir sahabeye
Hz. Peygamberimiz (sav) şöyle cevap vermiştir:

1-Hastalanırsa ziyaretine gidersin

2- vefat ederse cenazesini kaldırırsın

3- Senden borç isterse borç verirsin

4- Darda kalırsa yardım edersin

5- Başına bir felâket gelirse teselli edersin

6- Evinin damını onunkinden yüksek tutma ki, onun rüzgârını kesmeyesin

7- Ya senin ne pişirdiğini bilmesin ya da pişirdiğinden ona da ver"
Hayâtü's-Sahabe,)

Hz. Musa peygamber zamanında bir kişi komşusu tarafından rahatsız
edilir. Artık dayanılmaz bir hal alınca rahatsız olan kişi gider
durumu Hz. M usa (as) arz eder. Rahatsız eden kişiden kurtulmak için
Allahu Teâlâ’ya dua etsinde beni bu kişiden kurtarsa. Hz. Musa (a.s.)
dua eder.

Allahu Teâlâ vahiy gönderir. Ya Musa o kulumun 100- sene ömrü var
dünyada yiyeceği içeceği rızkı var kulum rızkını bitirmeden onun
ruhunu almam buyurur” Hz. Musa (as) bu durumu rahatsız edilen kişiye
haber verir.

Komşusu tarafından rahatsız edilen adam da derin bir teslimiyet içinde
alır tesbihini eline  “Hasbünellahu ve nimel vekil” Allahu Teala ne
güzel vekil  diye sabaha kadar uyumaz derin bir teslimiyet içinde
tesbihini çeker.

Sabah olunca dışarı çıkar. Kendisini rahatsız eden komşusunun
kapısında bir hareketlilik ve kalabalık görür. Gider durumu öğrenir ki
kendisini rahatsız eden komşusu ölmüş. Bu duruma hayret eden adam
durumu Hz. Musa (as) bilirdir.

Hz. Musa peygamber da bu işin hikmeti nedir diye Allahu Teâlâ’ya
müracaat eder. Şöyle cevap gelir.   “Ya Musa! Ben o kuluma 100- sene
ömür vermiştim ancak o kulum derin bir teslimiyet içinde bana
sığınarak beni vekil etti, sabaha kadar uyumadı “Hasbünellahu ve nimel
vekil dedi” beni vekil etti. Beni vekil ettiği için kulumun duasını
kabul ettim. Dünyada rızkı olduğu halde onu aldım.

Komşular üç sınıftır.:

1- komşumuz gayri Müslim'se bir hakkı var, komşuluk hakkı.

2- Müslüman komşumuzun iki hakkı var Müslüman hakkı komşuluk hakkı.

3- Müslümanlık hakkı, komşuluk hakkı ve akrabalık hakkı var.

Üsteki komşu alt komşuya haber vermeden, halılarını balkona aşağı
komşunun çamaşırlarına, Tozlarını silkelerse?

Bir de tabanlı ayak kabı veya terlik giyerek üstte katta tangır tungur
gezen bayanlar hele eve misafir gelen bayanlarda aynı şekilde tabanlı
ayakkabılarla dolaştığını bir düşünün, alt komşunun hakkını nasıl
ödeyecek?

Üsteki komşu uyarıldığı zaman özür dileme şöyle dursun, seviyesizler
diye alt komşuya üsten aşağı yapılan ağız dolusu hakaretler,

Ayrıca sağımızda ve solumuzdaki komşularımızda aynı haklara sahiptir.

Aynı şekilde alttaki komşumuzda müzik sesiyle sesli konuşmalarıyla
bağrışmalarıyla üsteki komşusunu rahatsız ederse?

Gecenin yarısında elektrikli süpürgeyi açarak evini temizliğini yapan
bayana ne dersiniz?

Hafta sonlarında mahallemizde müzik sesini sonuna kadar açarak, bütün
mahalleye yüksek perdeden gece yarısına kadar müzik dinletenlere ne
demeli.?

Komşumuz bizden memnun değilse? Müslümanlığımızı gözden geçirelim,
Kendimizi bir muhasebe yapalım ben bir Müslüman olarak başka bir
insanı Müslüman olmasa bile rahatsız etme hakkına sahip miyim?

Allahu Teala hazretleri, kul hakkını af etemiyor. Selam ve dua ile.

“Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed”