Bismillahirrahmanirrahim

Bütün hamtlar ve övgüler merhameti sonsuz olan Allahu Teala’ya mahsustur. Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya şükürler olsun.

Yoluna kurban olduğumuz, hayatına hayran kaldığımız her şeyinde örnek alma çabasına girdiğimiz, kutlu nebiye, onun güzide ashabına, onların nurlu yollarını yol edinmek isteyenlere, Salât ve selam olsun

Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline olsun.

 Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarımAlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed  (s.a.v.) nuru, Hz. Âdem (.a.s..) dan itibaren temiz babalardan ve temiz analardan geçerek süzülerek gelmiştir.

Kur’ân-ı Kerimde Şu’arâ Suresinin 219 ayeti kerimesinde, “Sen, ya’ni şenin nurun, hep secde edenlerden dolaştırılıp, sana
ulaşmıştır.”
 buyurulmaktadır.

“Muhammed Allah'ın elçisidir.” (Fetih Suresi, 29)

Muhammed sizin erkeklerinizden hiç birinizin babası değildir. Fakat o, Allahın Rasulü ve Peygamberlerin sonuncusudur.(Ahzap Suresi: 40)
“Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi Peygambere yüksek sesle bağırmayın.

Yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider.” (Hucurat. 2)


Hâdis-i şerifte de: Allahü Teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda getirdi.  Sonra, bu kısımlarından en iyisini Arabistan’da yetiştirdi. Beni bunlardan vücuda getirdi. Sonra evlerden, ailelerden en iyisini seçip, beni bunlardan meydana getirdi, O hâlde, benim ruhum ve cesedim mahlûkların en iyisidir.

Benim silsilem, ecdadım en iyi insanlardır. Buyruldu. Yaratılan ilk insan olan Âdem Muhammed (s.a.v.)’in zerresini taşıdığı için alnında onun nuru parlıyordu. Bu zerre Hz. Havva’ya ondan da Hz. Şît (a.s.) ve böylece, temiz erkeklerden temiz kadınlara ve temiz kadınlardan temiz erkeklere geçti.

Hz. Muhammed (s.a.v.) nuru da, zerre ile birlikte alınlardan alınlara geçti. Melekler ne zaman Hz. Âdem  (a.s.) yüzüne baksalar alnında Hz. Muhammed (s.a.s.) ‘in nurunu görürler ve ona salevât okurlardı.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Hz. Âdem (a.s.)  vefât edeceği zaman oğlu Hz. Şît  (a.s.) dedi. ki; Yavrum! Bu alnında parlayan nur, son peygamber olan Muhammed(s.a.v.) nurudur.
Bu nuru, mü’min, temiz ve afif hanımlara teslim et ve oğluna da böyle vasiyet et! Hz. Muhammed (s.a.v.) gelinceye kadar, bütün babalar, oğullarına böyle vasiyet etti. Hepsi bu vasiyeti yerine getirip, en asil ve en kibar kızlar ile evlendiler. Nur, temiz alınlardan, temiz kadınlardan geçerek sahibine ulaştı.

Resûlullahın (s.a.v.) dedelerinden birinin iki oğlu olsa yahut bir kabile iki kola ayrılsa Muhammed (s.a.v.) soyu, en şerefli ve hayırlı olan tarafta bulunurdu.

Her asırda O’nun dedesi olan zât, yüzündeki nurdan belli olurdu. O’nun nurunu taşıyan seçilmiş bir soy vardı ki, her asırda bu soydan olan zâtın yüzü pek çok güzel ve nurlu olurdu.

Bu nur ile kardeşleri arasında belli olur, içinde bulunduğu kabile başka kabilelerden daha üstün, daha şerefli olurdu.

Hz. Âdem (a.s.) dan beri evlâttan evlâda geçerek gelen bu nûr Hz. İbrahim (a.s) , ondan da oğlu Hz.İsmail (a.s.) geçmiştir.

Onun da alnında sabahyıldızı gibi parlayan nur, evlâtlarından Adnan’a, Ondan da (Me’âdd) ve (Nizâr) a intikal etmiştir.

Nizâr doğunca babası Me’âdd, oğlunun alnındaki nuru görüp sevinmiş, büyük bir ziyafet vererek böyle oğul için, bu kadar ziyafet az bir şey dediği için oğlunun adı Nizâr kalmıştır. Bundan sonra da nûr oğuldan oğula intikal ederek asıl sahibi sevgili Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) ulaştı.

Hz. Abdullah Babası’na şöyle derdi. Babacığım her nereye gitsem belimden bir nur çıkıyor. Sonra toplanıp başımın üzerinde bir bulut gibi duruyor.
Tekrar gelip belime giriyor. Ne zaman yere otursam yer bana diyor ki: Ey Abdullah sana selam olsun Hz. Muhammed (s.a.v.) nuru sende emanettir.
Ne zaman bir kuru ağaç altına otursam ağaç derhal yeşerip bana gölge oluyor.

Ey babacığım bu ne haldir. Ey oğlum sana müjdeler olsun ki, insanların ve cinlerin efendisi ve peygamberi senin sulbünden gelse gerektir. Demiştir.
Rabbim sevgilinin nurlu yolundan ayırmasın şefaatine nail eylesin..

Cennet de peygamberimize komşu eylesin..
 
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed.