Hendek Aksu Deresi üzerinde inşaatı devam etmekte olan Aksu HES Hidro Elektrik Santrali ile ilgili ÇED Gerekli Değildir kararının iptali için 85 kişinin imzası ile açılan davanın duruşması Sakarya İdare Mahkemesi’nde 6 Şubat pazartesi günü yapıldı. AksuHES’in inşaatı sırasında ve devreye girdiğinde etkilenecek köylerden birer temsilci de duruşmada konuşmacı olarak dinlendi.
 
Duruşma öncesinde köylerden davayı izlemek üzere gelen yaklaşık 75-100 kişinin katılımı ile Sakarya Adliyesi önünde aşağıda metni bulunan basın açıklaması yapıldı. Coşkulu katılım “Aksu Deresi Bizimdir Bizim kalacak” sloganlarını attı.
 
Kamuoyuna duyurulur.
 
Tarih   : 06.02.2012
Sayı    :  2012/02
Konu   : Basın Açıklaması
                
 
Bugünkü duruşmada mahkeme heyetine bir kez daha yapılan yanlışın giderilmesi için olan bitenleri, hukuksuzlukları anlatacağız.
 
Dava dilekçemizde bu projenin yapılmasının
 
a)      Su alınan bölgede bitki ve diğer sucul canlıların hayatı bakımından yaratacağı tahribatı anlatmıştık. Haklı çıktık. Daha inşaat aşamasında bu süreç gerçekleşmiştir.
b)      Projenin inşaat aşamasında suların kirleneceğini ve ağır metaller taşıyarak zarar vereceğini söylemiştik. Haklı çıktık. Bakacak Köyü’nde koyunlar öldü. Derede balıklar öldü. Yaptırılan ölçümlerde
Alüminyum    1174    den      76790              e
Arsenik           0.7      den      25.6                 e
Kurşun           1          den      30.8                 e
Demir             1378    den      98610              e
Çinko              40        den      180                  e
Mangan          32        den      2670                e
Nikel               4.5      den      41                    e
çıkmıştır.
c)      Dava dilekçemizde yeraltı su kaynaklarının kirlenmek dışında da etkileneceğini ve yöremize ait yer altı kaynakları analizine dayanmadığını söyleyerek yıllardır kullandığımız suların kesileceğine dair endişemizi dile getirmiştik ve kesildi. Bakacak Köyü’nde onlarca hanenin 60 yıldır kullandığı içme ve kullanma suyu tünel nedeniyle kesildi.

d)     Yapılan tünelin 5 km lik uzunluğu dikkat alınınca yer altı sularının hileli biçimde tünelin içine alınacağını ve su kullanım anlaşmasına konu olan Aksu Deresinden alınacak miktarın en az 2-3 misli suyun bu yolla kullanılacağını söylemiştik. Haklı çıktık. Zaman zaman sırf bu nedenle inşaata ara verildiği duyulmakta ve bilinmektedir.

e)      Yine tünel inşaatı sırasında tünele duyan suyun dışarıya ve Aksu Deresine bırakarak tahliyesinin Aksu Deresindeki canlı hayatı ve bizim kullanımımızı etkileyeceğini söylemiştik. Haklı çıktık. Aksu Deresine bırakılan bu tür sular nedeniyle bir alabalık tesisinde binlerce balık öldü. Derede ölü balıklar çoğaldı ve gözle görülür halde su kirlilik dönemleri yaşadık. Bunlar bizim gözle görebildiklerimiz. Ya gözle göremediğimiz toprağa gidenler.

f)       Cebri borunun yapıldığı alanın bir orman alanı olduğu ve heyelan riski nedeniyle bu güne kadar kıskançlıkla korunduğunu söyledik. Ciddiye alınabilecek bir jeolojik etüd yapılmadığını anlattık. Daha bu günden haklı çıktık. Açma Köyü’nde 2 ev inşaat aşamasında oluşan riskler nedeniyle şirket tarafından satın alınmak durumunda kalınmıştır.

g)      1/1000 lik imar planı yapılmadan Santral Binası yapılamaz bu durum Düzce’nin 1/25000 ÇDP hükümlerine aykırıdır dedik. Gerek yok deyip inşaatı başlattılar başvurularımız üzerine ilgili kurumlardan görüş aldılar. Haklı çıktık ve plan yapmak durumunda kaldılar.  
 
 
 
 
Davayı açtığımızdan beri süreçte dilekçemizde belirttiğimiz hususların doğruluğunu ispatını görmek bizleri bir yandan üzüyor bir yandan sevindiriyor. Üzülüyoruz HES projesinin tahrip edici yok edici etkileri gerçekleşiyor. Seviniyoruz yazdıklarımız söylediklerimiz ve kaygılarımızı yaşananlar doğruluyor.
 
Dava sürecinde yaşanan çeşitli olumsuzluklara rağmen adalete inanmak istiyoruz. Ülkemizde görülmekte olan yüzlerce HES davalarındaki genel uygulama süreci dikkate alınmamıştır. Şöyle ki;
 
a)      Yürütmeyi durdurma kararı verilmeyerek fiilen projenin ilerlemesi teşvik edilmiştir.

b)      Atanan Bilirkişi Heyetinin, yapılacak Bilirkişi incelemesinin yapabilecek formasyona sahip olmadığı kanıtlarıyla anlatılmış ve bu eksikliğin giderilmesi istenmiştir. Mahkeme tarafından dikkate alınmamıştır.

c)      Nitekim Bilirkişi, Heyeti görevini HES projesini haklı çıkartmak biçiminde yerine getirmiştir. Saha incelemesi araştırma tetkik gibi yöntemlerden kaçınmıştır. Sahada kendi gözüyle gördüğü olumsuzlukları dahi raporunda yazmamıştır. (Örnek; su kesintisi, tünel çökmesi, kirlenmiş su)

d)     Rapora, Bilirkişi incelemesinin hem usulen hem bilimsel açıdan taşıdığı eksikleri farklı meslek disiplinlerinden de görüş almak suretiyle mahkeme heyetine sunmuş olmamıza rağmen itirazımız değerlendirmeye alınmamıştır. Rapor eksikliklerinin giderilmesi için ek çalışma yapılmamıştır.

e)      Planlama süreci bakımından projenin inşasına başlanmadan Çevre Düzeni Planı ve diğer plan çalışmalarının amir hükümleri dikkate alınmalıdır dediğimiz halde gereksiz bulunmuştur. Süreç bizi haklı çıkarmıştır. Haklı çıksak bile sorun çözülmemiştir. Bizim zorlamamızla imar planı yapılmış ve biz yapılan plana iptal davası açmak zorunda kalmışızdır.
 
Gelinen aşamada biz Aksu Deresi havzasında yaşayan HES patronlarının avantalarına ve ahlaksız tekliflerine itibar etmeyen doğasına toprağına suyuna sahip çıkan onurlu insanlar olarak bu güne kadar hukuk çerçevesinde sürdürdüğümüz mücadelenin bir aşaması tamamlanırken diliyoruz ki Sayın Mahkeme;
 
1)      Öncelikle ÇED Gerekli Değildir Kararının iptaline karar verir ve bu karara vermenin yapılan projenin yıllara yayılarak vereceği tahribatın ölçme - değerlendirme – analiz bakımından önemli olduğunu unutmaz ve davamızı kabul eder.

2)      Davamızı reddetmeyi düşünüyorsa da mevcut bilirkişi incelemesinin yetersizliğini ortaya çıkan tahrip edici sonuçlarını göz önüne alarak HES projesinin Aksu Havzasına etkilerinin bilimsel ve sosyal olarak analiz edebilecek yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmak suretiyle neye karar vereceğini bu incelemenin sonrasına bırakır.

3)      Ortaya çıkan tahribatları da dikkate alarak ikinci bir bilirkişi inlemesi sonrasına kadar yürütmenin durdurulması kararı verir.
 
Diye temennilerimizi belirtirken evet biz bu mücadeleyle resmi yetkililerin ihmal ettikleri görev bilincini ve hassasiyetini taşıdığımızı düşünüyoruz. Üniversitede yapılan bilimsel çalışmaların salt makale olmadığını hayatımıza dair kıymetli bilgiler olduğunu anlatabildiğimizi düşünüyoruz. Düzce İl çevre müdürlüğünün, gücü tahrip edeceği alan dava konusu HES projesinin onda biri olmasına rağmen ÇED gereklidir diye Balkaya Mevkiinde düşünülen HES
projesi için karar vermiş olması bu etkidendir.  HES şirketine yazılmış idari para cezaları da Santral alanına 1/1000 lik plan yapılması da bizlerin mücadelesi sayesinde olmuştur.
 
Biz Düzce ve Sakarya Aksu Havzasının hayatına doğaya ve çocuklarının geleceğine sahip çıkan onurlu ve şahsiyetli insanları olarak maksadı rant olan HES şirketlerinin avantacı tutumlarına teslim olmadık ve olmayacağız. Mahkemenin ve resmi kurumların Hak ve Hukuk sınırları içinde sürdürdüğümüz mücadele vesilesiyle sesimize kulak vermesini yetmez bizden daha fazla söylediklerimizi ve sonuçlarını düşünmesi gerektiğini söylüyor saygılarımızı sunuyoruz.