"Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Katılımcılar;

Bugün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü… Ve maalesef bu gün bir salon programında medeniyet dünyamızın insan hakkına, hukukuna, adaletine verdiği değeri konuşabilecekken, bizler bu kış günü birkaç gündür ilginç ve bir o kadar da acayip bir olayda karşı karşıya kaldığımız adaletsizliği, hukuksuzluğu ve keyfi bir uygulamayı telin etmek için toplanmış bulunmaktayız…

İddialara göre Hendek de bir soruşturma içinde idari tedbir olarak bir yer değişikliği talebi oluşmuş. Yer değiştirmesi öngörülen öğretmene yer açmak için olayla hiç alakası olmayan, konu ile ilgili bilgisi olmayan, kendisine tercihi dahi sorulmadan, kendisiyle konuşulmadan, öğrencilerinin ve velilerinin gönlünde taht kurmuş bir başka öğretmenimiz, sanki bir eşyanın yerini değiştirir gibi okulundan keyfi bir kararla kopartılmış ve başka bir okula görevlendirilmiştir.
                                          
 “Keyfiyet Değil, Adalet İstiyoruz…”
                                           
Bilhassa son dönemlerde Milli Eğitim de görev yapan eğitim çalışanlarımızın ve özellikle öğrencilerimize rol model olması arzulanan öğretmenlerimizin hemen her şikayette yerlerinin değiştirilmesi ve açığa alınması gibi basite indirgenmiş yanlış bir çözüm anlayışı yerleşmeye başlamıştır. Böylece masumiyet karinesi yani daha suçu ispatlanmadan ortaya konan günü kurtarma amaçlı çabalar ve kısa vadeli çözümler, uzun vadede mutsuz öğretmenler oluşturmakta, eğitime zarar vermektedir.
 

Bir yanlış uygulama diğer bir yanlış ile örtülmeye çalışılıyor… İki yanlıştan, bir doğru çıkmaz…
      
 “Bakanlık Uyuma, Öğretmenine Sahip Çık…”

Kurum amirleri ile mülki amirlikler Milli Eğitim’le ilgili her toplantı da bir yandan eğitimde, başarının yükseltilmesi ile ilgili talepte bulunacaklar diğer yandan alanda öğretmenlerimizin itibarını ve saygınlıklarını tartışmaya açacak keyfi kararlar verecekler.

Bu ne yaman çelişki, değil mi?

Mutsuz ve huzursuz eğitim çalışanlarından, fedakarlık beklenebilir mi?

Bu şekilde oluşan eğitim kurumlarından başarı, beklenebilir mi?

Tabi ki, Beklenemez…

O zaman bu neyin mücadelesi…

Değerli Basın Mensupları, Kıymetli Katılımcılar;

Sakarya’mızın her iki eğitim çalışanından birinin üyesi olduğu Eğitim Bir Sen Sakarya Şubemiz sadece üyelerinin değil, yetkili sendika olarak bütün eğitim çalışanlarımızın güvencesidir.

Bizler bugün burada bu yanlışlığı ortaya koymak için toplanmış bulunmaktayız… İsteğimiz bir an önce bu yanlıştan dönülmesidir. Böylelikle eğitim çalışanlarımızın ve toplum vicdanının rahatlatılmasıdır. Ve bir daha böyle keyfi kararlar alınmamasıdır.

Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olarak, başta Hendek de ki bu keyfi uygulamaya son verilmesi olmak üzere, ülkemizin geleceğine hizmet eden bütün eğitim çalışanlarımızın, huzurlu çalışma ortamlarında hizmet etmeleri için, teşkilatımızın elinden gelen bütün gayreti göstereceğinden,  ütün hukuki yolların takipçisi olacağından ve gerekirse Çarşamba günü ikinci basın açıklamasını Valilik Kampüsü’nde yapacağından kimsenin şüphesi olmasın…



Bu duygu ve düşüncelerle;"


Bugünün yeni bir milat olması, yeni ve temiz bir sayfa açılması temennisiyle Hepinizi saygı ve muhabbetle selamlar, saygılarımı sunarım…

 “Keyfi Uygulama, Vicdana Sığmıyor…”