Siyaset

Hendek Ak Partide 2. Sofu dönemi

Abone Ol
 Kongereye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam , Bakan Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek, Sakarya Milletvekilleri Şaban Dişli, Ali İhsan Yavuz, İstanbul Milletvekili ve Marmara Koordinatör Vekili Ahmet Baha Öğütken, AK Parti Sakarya İl Başkanı Recep Uncuoğlu, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fevzi Kılıç, Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, İl Kadın Kolları Başkanı Zehra Hatipoğlu, İl Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Keçeli, İlçe Başkanları, Hendek İlçe Kadın Kolları Başkanı Emine Tosun, Gençlik Kolları Başkanı Bilal Deniz, muhtarlar, partililer ve delegeler katıldı.

 

Kongre Divan Teşekkülü’nün seçilmesiyle başladı. Divan Teşekkülü’ne Süleyman Özmen başkan olarak, Ahmet Demir başkan yardımcısı olarak, Ali İhsan Güneş, Yavuz Kor ve Mehmet Keçeoğlu da üye olarak seçildiler. Divan’ın seçilmesinin ardından Mustafa Kemal ve silah arkadaşları bir dakikalık saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı okundu.

 

Kongre’nin açılış konuşmasını kongereye başkan olarak giden Ali Kemal Sofu yaptı. Sofu katlımcıları selamladı. Sofu şunları aktardı; “14 Ağustos 2001’de Ak Partimizi kurarak insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla siyaseti millete hizmet aracı yapan, insanlarımıza siyaseti ve siyasetçiyi sevdiren, Yeni Türkiyemizin mimarı Kurucu Genel Başkanımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a saygı ve şükranlarım sunuyorum. Siyaseti hocası, başbakanımız ve genel başkanımız Prof. Dr. Sayın Davutoğlu’na, ilimize tekrar bakanlık makamı kazandırarak bizleri onurlandıran güçlü kılan sayın bakanımız Doç Dr. Ayşenur İslam hanımefendiye, her konuda bize yardımcı olan, çok değerli milletvekillerimize, Büyükşehir Belediye Başkanımıza sayın Zeki Toçoğlu’na, ilçemizin her karışında hizmeti ve emeği olan, 20 yıldır kendisinden siyaset dersi aldığım değerli belediye başkanımız Ali İnci’ye, üç yıllık süre zarfında bize her konuda yol gösteren il başkanımız sayın Recep Uncuoğlu’na ve değerli yöneticilerimize, tüm kadın ve gençlik kollarımızın başkanlarına ve yöneticilerine, değerli yönetim kurulu üyelerimize, fedakar ve cefakar mahalle başkanlarımıza, sandık başkanlarımıza, partimizn her kademesinde görev yapan çok değerli kardeşlerime, ağabeylerime, ablalarıma; şahsıma ve teşkilatımıza verdikleri destek için teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.” Sofu göreve gelecek yeni yönetime de başarı temennisinde bulunarak kongre için hayırlara vesile olsun dedi.

 

Hendek Belediye Başkanı Ali İnci de konuşmasında Bakan Ayşenur İslam ve Ak Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli’nin Hendek’e çok emeklerinin geçtiğini dile getirdi. İnci, özellikle sel felaketi döneminde Bakan İslam’ın  Hendek’e yardımlar yapılması noktasında aracı olduğunu ve Hendek’te yaraların sarılmasında büyük payı olduğuna vurgu yaptı ve Ayşenur İslam’a teşekkür etti.

Başkan İnci Türkiye’nin önemli gelişmeler kaydettiğini söyledi ve bunu devamı için herkesin üzerine düşecek görevi bundan sonra da yapması gerektiğini dile getirdi.ü

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın Yardımcısı Çiğdem Erdoğan Atabek de kısa bir teşekkür konuşması yaptı ve kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi.

Ak Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli ise “Ak Parti bir ailedir, Allah bu aileyi bozmasın” dedi.

 

Dişli’den sonra kürsüye çıkan Ak Parti İstanbul milletvekili Ahmet Baha Öğütken kongereye ilişkin olarak şunları aktardı; “kongre yenilenmek demek. Biz şu anda bunu başarıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın bize bıraktığı bayrağı başarıyla taşıyoruz. 2015 bizim için önemli, Türkiye ve Ortadoğu için de. Başarı için daha çok çalışmamız lazım geliyor... ”

 

Ak Parti Sakarya İl Başkanı Recep Uncuoğlu ise “Kongre hayırlara vesile olsun. Herkese emeği için teşekkür ediyorum. Yeni yönetimde görev alacak arkadaşların da aynı özveriyle çalışacağın inanıyorum” ifadelerini kullandı.

 

Kürsüye son olarak Bakan İslam çıktı. Bakan İslam’nun konuşmasının tamamı şöyle; “Umut ediyorum ki 5. Kongremiz uzun yolculuğumuzun bir merhalesi olacakatır. Hayırlı olmasını temenni ediyorum. Biz Yeni Türkiye’yi inşaa etmek için yola çıkmış bir kadroyuz. U çok kutlu bir yol. Meyvelerini bugün görüyoruz. Allah hepinizden razı olsun... Biz Yeni Türkiye’yi inşaa etmek için yola çıktık. Çünkü fark ettik ki bu gömlek bize dar. Yani Türkiye bütün potansiyelini kullanmak zorunda. Ama nasıl? İşte esas soru buydu. Çünkü Türkiye bu potansiyeli kullanmak için 90 yıldır bir mücadele veriyor. Ne zaman kendisine yeni bir gömlek biçmeye kalksa ne zaman başını biraz kaldırsa tabloyu değiştirmek üzere bir gizli el müdahale ediyor. Ve Türkiye yeniden makus tarihine geri dönüyor. Son 90 yılın yaşadığı hikaye bu. Yakın tarihimize bir bakalım; 1950’ler. Türkiye’de ilk defa Türkiye’nin istediği kadro iktidara geldi. Ve birden bire durum değişmeye başladı. Ekonomi, ülke siyasi hayatı, sosyal hayat değişmeye başladı. İnsanlar ne istediklerini rahatlıkla söylemeye başladı. Halkın istediği kararlar alınmaya başladı. Ancak 10 yıl sonra Türkiye’de görünmez bir el bütün iyileştirmeleri değiştirmeye başladı ve rahmetli Menderes’in tarihe ama en başta halkın kutlu hafızasına gömdü.

 

Türkiye 1960’ta başına geçirilen çuvalla 50 yıl geriye gitti. Ama mücadele bitmedi. Ardından yine güzel adamlar geldiler iktidara. Rahmetli Özal, rahmetli Erbakan gibi. Allah hepsinden razı olsun. Bize dar gelen bu deli gömleğinden nasıl çıkabileceğini gösterdiler. Ama yine bir gizli Türkiye’nin içine sızdı. Ve o insanlar iktidardan ve aramızdan vaktinden önce ayrıldılar. Bütün bunların hepsi bizler için birer sisyasi derstir. İşte 1980 ve 90’larda bu siyasi dersi herkesten daha iyi alan bir genç vardı. Ve emini adımlarla ilerledi. Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. İstanbul’un birden bire çehresi değişti. Çöp dağları ortadan kalktı, yüz yıl sürecek denen susuzluk ortadan kalktı. İstanbul İstanbul olmaya başladı. Tarihi önemini, dünyanın başkenti olduğunu hatırladı. O yıllarda bir başka şey olmaya başladı. Bir akıl bu adam tehlikeli dedi. Bunu darbeyle indiremeyiz. Başından yolunu kesmemiz lazım gelir dedi. Bir şiir okudu diye Pınarhisar’a gönderdiler. Artık muhtar bile olamaz dediler. Millet bu söze karşılık bir tek cümle söyledi; “hodri meydan.” Allah’ın oyunun üzerinde oyun yoktur.

 

O muhtar bile olamayacağını iddia ettikleri adam bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanıdır. Allah O’ndan ve O’nun  yol arkadaşlarından razı olsun. Hiç kimse bu il ve ilçe teşkilatını kuranlardan razı olsun.

 

Ancak işin zor kısmı henüz bitmedi. Bitmeyecek de. Yaşadığımız sürece biz de mücadeleye devam edeceğiz. Ama bir şey daha yapmamız lazım. Bizlerden sonra bu yolu yürüyecek nesli yetiştirmemiz lazım. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti var oldukça bu mücadele bitmeyecek.

 

... Ancak güç ve merhamet birleşmediği sürece dünya Mynmar olur, Bosna olur, Filistin olur, Mısır olur, Suriye olur. Görebildiğimiz kadarıyla bugün güç ile merhametin birleşmediği topraklar Anadolu topraklarıdır. Güç ile merhameti birleştirebilen yegane devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir.

 

Bütün dünyada güç ile merhamet kol kola girmediği sürece bu mücadele devam edecek. Biz yaşarken devam edecek. Biz öldükten sonra devam edecek. Bizim çocuklarımızla, torunlarımızla devam edecek. İşte bu yüzden bu davayı devam ettirecek nesillere ihtiyacımız var, gençlere ihtiyacımız var. Genç kadrolara yetiştirmeye ihtiyacımız var. İşte Ak Parti siyaseti böyle bir siyasettir. Nasıl ki kendimizdekilerden önce çok şey öğrendiysek kendimizdekilerden sonrakilere çok şey öğretmek zorundayız.

 

Biz kendimiz için değil; memleket için yola çıktık. Menfaat siyaseti yapmaya başladığımız anda yıkılırız. Tarihin artık adını anmadığı hareketler listesine gireriz. Kendimiz için değil; millet için, mazlum için çalışacağız. Bugüne kadar böyle yaptık bundan sonra da böyle yapacağız.

 

Birimiz hata yaparsa onu dürteceğiz ve birbirimizi doğru yola iteceğiz. Allah için bu sözü veriyorum ve sizden de bunu bekliyorum. Yolumuz ve siyasetimiz böyle bir yoldu, böyle olacak. Hendek’te de teammül, huzur, kardeşlik olacak. Birbirimizn kusurlarını hep birlikte düzelteceğiz.

 

Türkiye olarak hem tarihiyle hem coğrafyasıyla hem de manevi hissiyatıyla dünyanın en mübarek toprakları üzerinde oturuyoruz. Dünyanın bu bölgesi Bu coğrafyanın sulh ve huzur içinde yaşadığı yegane dönem Osmanlı İmparatorluğu himayesi altından olduğu dönemdir. Ancak ondan Ortadoğu hep kargaşa içinde oldu. Bu bize şunu gösteriyor; bizim 1000 yıllık kadim devlet geleneğimiz bu toprakların  nasıl idare edilmesi gerektiğini biliyor. Böyle bir ortak aklımız var. Ve yönetme irademiz, geleneğimiz var. Türkiye b anlamda coğrafyasının lider ülkesidir. Bu coğrafyanın nasıl yönetilmesi gerektiğini bilen ülkedir. Mısır’da yapılmamasını tavsiye ettiğimiz şeyler yapıldığında ortaya çıkan felaketi ilk defa Türkiye görmüştür. Filistin’e barışın nasıl geleceğini, on yıllardır Türkiye bütün dünya platformlarında yıllardır söylüyor. Ve en son Suriye! Bu felaket yaşanmadan önce neler yapılırsa böyle bir felaketin meydana gelebileceğini ilk söyleyen, dünyayı uyaran ülke Türkiye’dir. Ama uyarılar dikkate alınmadı. Dünyanın yöneticisi olduğu vehmine kapılan ülkeler bir araya geldiler. Ve diyorlar ki Türkiye’nin tezi galiba doğruydu. Suriye’de galiba hata yaptık.

 

Türkiye kendi hinterlandınadan bşlayarak dünyadaki hiçbir zulme kayıtsız kalmamıştır. Suriye ve Irak’a insanlık elini uzattı. Ve bir insanın canı dahi kutsaldır anlayışıyla sınırlarını açtı.

Bize insanlık dersi vermeye çalışanlar bize çoğulculuğu anlatmaya çalışanlar, bize dünyaya nasıl hakim olunuru göstermeye çalışanlar üç yıl içerisinde 150 – 200 bin kadar göçmen kabul ettiler Suriye’den. Bu sayı bizim bir gecede (Kobani olayları sırasında) Suruç’u açarak aldığımız göçmen sayısına eşittir. Ama of bile demedik. Onları misafir olarak kabul ettik, bağrımıza bastık. Şu anda ülkemizdeki Suriyeli sayısı 1 milyon 700 bine ulaşmış durumda. Karadağ, İzlanda nüfusunun 2-3 katı kadar. Dünayada 1 milyon 700 binin altında nüfusu bulunan 90 ülke var. Ve biz bu nüfus kadar insanı ülkemize aldık. Of bile demedik.

 

Türkiye, dünayada en çok insani yardım yapan üçüncü ülke konumunda. Birinci A.B.D, ikinci İngiltere. Ki ekonomilerimiz oranla biz bunu yapıyoruz. İşte bu güç ile merhametin buluşmasıdır. Bu bizim kendi özümüze, kökümüze dönmüş olmamızdır. Biz hem gücün hem de merhametin merkeziyiz.

 

Böyle bir ülkeyi doğu ile batı arasında kim ister? İstedikleri ölmeyen ama başını da kaldıramayan bir Türkiye. Bu ülkeyi karıştırmaya çalışıyorlar. Şu son 1-2 yılın hadiselerine bir bakalım; 17 Aralık, 25 Aralık, Gezi olayları. Özellikle Gezi olayları öenmli. 12 tane ağaç yerinden sökülüp başka yere taşındı ve orada dikildi. Bu kadar. Ancak bunu dünyaya mal olmuş bir hadiseye çevirdiler. CNN günlerce yayın yaptı, tanklar insanların üzerinden geçiyor diye haberler yaptılar. Türkiye Mısır olacak diye anlayışı pompaladılar. Ancak Yalova’da 200 tane 50 yıllık ağaç kesildi. Kimin umurundaydı? CNN canlı yayın yaptı. ABD’nin Ferguson şehri 2 haftadır yanıyor ama bir tane canlı yayın var mı?”

 

Bakan İslam son olarak yeniden kongrenin hayırlı olmasını diledi ve çalışnaların devam etmesi gerektiğini dillendirdi.

 

İslam’ın konuşmasından sonra Ak Parti Hendek  İlçe Başkanı Ali Kemal Sofu ve Belediye Başkanı Ali İnci Ayşenur İslam’a bir hediye verdiler ve her beraber basına poz verdiler.

 

Kongre bütçenin kabulüyle devam etti. Oylamadan hemen önceyse Ali Kemal Sofu başkanlığında seçime girecek ilçe teşkilatı kadrosu tanıtıldı. Ali Kemal Sofu seçime tek aday olarak girdi.

 

Kongrenin son aşamasıysa oylama oldu.  Mevcut Başkan Ali Kemal Sofu seçimden lider olarak çıktı ve ikinci kez başkanlık görevi yapmak üzere kolları sıvadı.



 

 





















{ "vars": { "account": "UA-35875877-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }