Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Bütün hamtlar  Allahu Teala hazretlerine mahsustur. Binlerce Salat ve
pselam Hz. Muhammed (sav) aline ve ashabına olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! Cehennem! Derin kuyu, ahirette kâfir ve günahkâr
kimselerin azap Çekecekleri ceza yeri. Kur'an-ı Kerîm'de inanan ve
güzel amel işleyen kimselere Cennet vadedildiği gibi (Kehf, 107);
kâfir ve günahkâr kimselere de Cehennem vâdedilmiştir.

Kâfir, münâfık ve müşrikler Cehennem'de ebedî kalırlar, orada ölmezler
ve azapları hafifletilmez. Tövbe etmeden günahkâr olarak ölen ve
Allahu Teala'nın kendilerini affetmediği müminler ise Cehennem'de
ebedî kalmazlar.

Kendilerine günahları kadar azap edilir. Sonra oradan kurtulup
Cennet'e girerler ve orada ebedî kalırlar. (Alâuddin Âbidîn,).

Hz.  Allah  (c.c.) Cehennemî diğer yaratıklardan önce yaratmıştır ve
şu anda mevcuttur, yok olmayacaktır. şu ayet bu durumu gayet açık
ifade eder:

"Artık o ateşten sakının ki, onun tutuşturucu odun (kâfir) insanlarla
taşlardır. O (ateş) kâfirler için hazırlanmıştır." (Bakara, 24)

"Kâfirler için hazırlanan ateşten korkun. " (Âli İmrân, 131).

Efendimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır:"Demin Cennet ile Cehennem şu
duvarın yüzünde bana arz olundu. (Tecrid-i).

Ateş, insan cismine çok büyük acı ve ızdırap verdiği için ahirette
kâfir ve münâfıkların cezası ateşle verilecektir. Böylelikle Cehennem,
Allah'nı tutuşturulmuş ateşinin ismidir (Râğıb el-İsfahani).

İşte Cehennem'in en açık vasfı ateş olduğu için bazen, Cehennem yerine
ateş manasına "nâr" kullanılır: "Şüplıesiz ki münâfıklar nâr Cehenneın
'ın en aşağı tabakasındadırlar. " (Nisâ, 145).

Kur'an-ı Kerîm'de Cehennem'in yedi kapısının olduğu belirtilmektedir.

"Cehennemin yedi kapısı olup, her kapıdan onların girecekleri ayrılmış
bir kısım vardır. " (Hicr, 144). Bu ayet iki şekilde tefsîr
edilmiştir:

Cezalandırma azgınlığın çeşit ve derecelerine göre olacağı için
Cehennem'in yedi kapısı veya tabakası vardır. Bu kapı veya tabakalar
şunlardır:

1- Cehennem; yukarıda söz konusu edildiği şekilde Kur'an-ı Kerîm'in
77- ayetinde geçmektedir.

2- Lâzâ (alevli ateş): "Hayrı' Allah onu azabdan kurtarmaz Çünkü o
Cehenneın alevli bir ateştir" (Meâric, 15).

3- Saîr (pılgın ateş): "O şeytanlara ahirette çılgın ateş azabı
hazırladık. " (Mülk, 5). Ayrıca 15- ayette daha bu isimle geçmektedir.
(4; 31/21,)

4- Sakar kırmızı ateş: "Hem ey Rasûlüm bilir misin, nedir o sakar
Cehennem. " (Müddessir, 27)

5- Hâviye (uçurum): "O, kızgın bir ateştir " (Kâria,1/9,).

6-Hutame kalbleri saran ateşli kaygı: "Şüphesiz o, Hutame ye (ateşe)
atılacaktır." (Hümeze, /4).

7- Cahim yanan kızgın ateş:

"Küfredenler ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar
Cahim'in yarânıdırlar. " (Mâide, 10).

Cehennem'de görülecek azabın miktar, şiddet ve şekillerini ancak Allah
ve Rasûlü'nün bizlere bildirmesiyle ve bildirdikleri kadarıyla
bilebiliriz. Kur'an-ı Kerîm'de belirtildiğine göre;

a- Cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatır: "Cehennem inkâr edenleri
şüphesiz çepeçevre kuşatacaktır. " (tevbe, 49).

b- Cehennem ateşi sönmez: "Biz sapık kimseleri kıyamet günü yüzü
koyun, körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Varacakları
yer Cehennem'dir. Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini
artırırz. " (İsrâ, 17/97).

c- Cehennem dolmak bilmez: "O,gün Cehennem'e: "doldun mu?"deriz. O! "
Daha var mı?" der. " (Kaf, 30).

d- Kaynarken çıkardığı ses: "Rablerini inkâr eden kimseler için
Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüştür. Oraya atıldıkları zaman
onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise öfkesinden
çatlayacak gibi olur. İçine her bir topluluğun atılmasında bekçileri
onlara: "size bir uyarıcı gelmemiş miydi" diye sorarlar. Onlar evet,
doğrusu bize bir uyarırı geldi; fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir
şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içerisindesiniz, demiştik "
derler. " (Mülk, 6-9).

e- "Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır. " (Mü'minün, 104).

f- "Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür,
sonra ateşte yakılırlar. " (Mü'min, 72).

g- İnkâr edenlere ateşten elbiseler kesilmiştir-. Başlarına kaynar su
dökülür de bununla karınlarındakiler ve derileri eritilir. Demir
topuzlar da onlar içindir. Orada uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak
isteseler, her defasında oraya geri çevrilirler. Ve kendilerine
"yakıcı azabı tadın"denir. (Hâcc, 22/19-22).

Güzeller güzeli (sav) şöyle buyuruyor:

"Cehennem ateşi (miktarca ve sayıca) dünya ateşleri üzerine 69- derece
fazla kılınmıştır. Bunlardan her birinin harareti bütün dünya ateşinin
harareti gibidir. " (Tecrîd-i Sârih).

Kur'an-ı Kerîm, Cehennem ehlinin çekeceği azap ve yiyecekleri hakkında
da bir takım tasvir ve izahlarda bulunur: "(Nasıl) ağırlanmak için bu
(nimet) mi hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu zalimler için bir
fitne (sınama vesilesi veya azap) kıldık. O, Cehennem'in dibinde çıkan
bir ağaçtır. Tomurcukları şeytanların başları gibidir. Onlar ondan
yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar. Sonra onların, bunun
üzerine kaynar su karıştırılmış bir içkileri vardır. (Yedikleri
zakkum, boğazlarını yakar) Yanan boğazlarını dindirmek için içecek bir
şey ararlar. Ama kaynar su katılmış kusuntu ve irinden başka içecek
bulamazlar."(Sâffat, 67).

"O ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe sokacağız, (öyle ki)
derileri piştikçe azabı tatsınlar diye onlara başka deriler vereceğiz!
Şüphesiz Allah daima üstün ve hikmet sahibidir." (Nisâ, 56).

Cezalar, işlenen suçlar cinsinden olacaktır. Dilleriyle suç
işleyenlerin cezaları dillerine; elleriyle günah işleyenlerin cezaları
ellerine vs. tatbik edilecektir.

Cehennem'in yakacağı hakkında da Kur'an'da bilgi verilmekte ve şöyle
denilmektedir: "Ey inananlar, kendinizi ve ailenizi bir ateşten
koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır. " (Tahrîm, 6).

Kur'an'da Cennet ehli ile Cehennem ehli arasında konuşmalar yapılacağı
da belirtilerek bu konuşmalardan nakiller yapılmaktadır: "O gün
münâfık erkekler ve münâfık kadınlar (sür'atle Cennet'e girmekte olan)
müminlere derler ki: "(Ne olur) bize bakın da sizin nurunuzdan
alalım." Onlara: "Arkanıza dönün de nur arayın!" denilir (Kendileriyle
alay eden bu ses, onlara diyor ki: Arkada kalan dünyaya dönün nur
orada aranır. Nurun kaynağı, dünyada yapılan işlerdir. Böyle denilir
ve müminlerle münafıkların) aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun
içinde rahmet vardır. Dış yönünde de azap. (Münafıklar), onlara
seslenirler: "Biz de sizinle beraber değil miydik" Müminler derler ki:
"Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz. (İnananların
başlarına felaket gelmesini) gözlediniz. Şüphe ettiniz, kuruntular
sizi aldattı. Allah'ın emri (olan ölüm) gelinceye kadar (böyle hareket
ettiniz). O çok aldatıcı (şeytan) sizi Allah hakkında aldattı. "
(Hadîd, 13-14)

"Cennet halkı, ateş halkına seslendi: Rabbimiz'in bize vadettiğini biz
gerçek bulduk. Siz de Rabbiniz'in size vadettiğini gerçek buldunuz mu?
(Onlar da): Evet dediler ve aralarında bir ünleyici: Allah'ın lâneti
zalimlerin üzerine olsun! diye ünledi." (el-Â 'raf, 7/44-45).

İnsanın eğitimi ve iyi davranışlara yönlendirilmesi açısından Cennet
ve Cehennem inancının dünya hayatına etkileri açıktır. Kişi, gizli ve
açık yaptığı her şeyin karşılığını, bulacağını ve Cehennem'deki
cezânın dehşetini hatırladığında, elbette hareketlerine çeki düzen
verme ihtiyacını duyacaktır.

Abbasi Halifesi Harun Reşid’in rehberi, Behlül Dâne, her fırsatta
kinayeli ve mecazlı sözlerle Halifeyi ikaz ediyor; adaletten
ayrılmaması için tembihlerde bulunuyordu…

Bir gün Behlül Dâne üstü başı tozlanmış bir hâlde sarayın kapısında
göründü. Halife uzun yoldan geldiğini tahmin ettiği Behlül’e sordu:
Nereden geliyorsun böyle, ey Behlül?

 Cehennemden geliyorum, ya Harun! Hayrola, cehennemde ne işin vardı?
Efendim, ateş lazım oldu, oraya ateş almaya gitmiştim.

Alabildin mi bari? -Alamadım; cehennemin bekçileri “Burada ateş
yoktur. Ateşi herkes kendisi getirir” dediler. Bunun için eli boş
döndüm.

 Peki öyleyse, ben ne yapayım ki oraya ateş götürmeyeyim?

 Oraya ateş götürmemek için, adaletle hükmet! Adalet ile idare edersen
ateşten kurtulursun.

 Harun Reşid bu “iğneleyici” ve “yol gösterici” cevap karşısında
dakikalarca tefekküre daldı…

Bir Hadisi Şerif!
  Her Kim Efendimiz (sav) salatı selam getirirse, Hz. Cebrail (as) Ya
Rasülellah o’insana-1000-Melek aynı duayı yapar”

Rabbim cehennem ateşinden muhafaza eylesin.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed