Bismillahirrahmanirrahim

ŞEYTAN NAMAZA UYANDIRINCA

Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, Salât ve selam bütün insanlığın Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! Namaz: İslam’ın beş temelinden birisidir. İmandan sonra İslam’da ilk farz kılınan ibadet namazdır.

Bir insana namazın farz olması için üç şartın bulunması lazımdır.

1-Müslüman olmak,  2-Erginlik yaşına gelmiş olmak, 3-Akıllı olmak, Bu 3-şart bulunan her kadın ve erkeğe 5-vakit namaz farzdır.

Namaz, Kur'an-ı Kerim’de “doksandan” fazla ayette zikredilir. Önceki şeriatlarda beş vakit namaz yoktu.

Namaz, hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mi'rac (İsrâ) gecesinde farz kılınmıştır.

İkinci vahiy ile Müddessir Suresi’nin ilk ayetlerinin indirilmesinden sonra Mekke-i Mükerreme’nin üst tarafında bir vadide Cebrail (a.s.) gelip Allah Resulü’ne (s.a.v.) gösterip öğretmek için abdest almış, peşinden Cebrail’den (a.s.) gördüğü şekilde Rasulullah (s.a.v.) abdest almıştır.

Sonra Cebrail (a.s.) Peygamberimiz (s.a.v.) namaz kıldırmış ve namaz kılmayı öğretmiştir.

Eve dönünce Resulü Ekrem (s.a.v.) abdest almayı ve namaz kılmayı hanımı Hz.. Hatice (r. Anha.) annemize öğretmiş, o da abdest almış ve ikisi de birlikte namaz kılmışlardır. (.İbn-i Hişam) 

Güzeller güzeli (s.a.v.)’in gözümün nuru, müminin miracıdır.

Namaz, dinin direği, her hayrın anahtarıdır.” ( Teber ani.)

Namaz Allahu Teâlâ’ya yalvarıştır. Namaz, kulun Allahu Teâlâ’ya yaklaşmasıdır.

Namaz, bir Müslümanın günde 5- defa Allahu Teâlâ’ya büyüklüğünü idrak etmesidir.

Sad bin Muaz (r.a.) diyor ki, “hiçbir namaz kılmadım ki, o anda dünya işinden bir şey aklımdan geçti ise, hemen ondan vazgeçip, o namazı yeniden kıldım”.

Dindar olmanın ve dinde olgunlaşmanın en açık ölçüsüde yine namazdır.

Namaz kılmadan, dindar olmak ve dinde olgunlaşmak mümkün değildir.

Namaz, baki olan Mevla Teâlâ ile fani olan insan arasında ilahi bir bağdır. Müslüman için, bu bağı koparmak kadar korkunç bir tehlike düşünülemez.

Namaz, Allah’a yöneliştir. Namaz, kulun Allah’a yaklaşmasıdır.

”Kulun Allah’a en yakın olduğu an, secde halidirMüslim )

Efendimiz  (s.a.v.) hadisi şeriflerinde şöyle buyurur.

”Kulun, kıyamet gününde, hesaba ilk önce sorulacak olan ameli namazdır.

Eğer namazı dürüst çıkarsa, felah bulmuş ve kazanmıştır.

Eğer, namazı düzgün çıkmazsa kaybetmiştir. Farz namazları eksik çıktığında Allahu Teâlâ bakınız, kulumun nafile namazı varmıdır? Der.

Farz namazından eksik olanlar, nafile namazlarla tamamlanır. Diğer amelleri bu şekilde muhasebe edilir.” (Tirmizi)

Namaz her bakımdan insanın temizlenmesine vesiledir. Çünkü namaz kılacak kişinin bedeni, elbisesi ve namaz kılacağı yer tertemiz olacaktır.

Namaz kılmak demek, kulun Allahu Teâla’nın huzuruna çıkması ve O’na dua ve niyazda bulunması demektir.

Namaz, insanın kalbini aydınlatır ve yüksek duygularla duygulandırır. Aynı zamanda her çeşit kötülüklerden alı koyar.

İki namaz arasında kirlenen ruhlar, ancak namaz ile tertemiz olur.

Gönüller, ancak Mevla Teâla ‘yı anmakla sükûn bulur.

Namazın, 24-saatte ve değişik vakitlerde kılınması, bu vakitlerde işlenen günahlara kefaret olması içindir.

Namaz insanın gafletten uyanmasını, yaşayışına düzen vermesini, geleceğinin muhasebesinin yapmasını ve içtimai terbiyesinin olgunlaşmasını sağlar.

Namaz, insanın sabır ve metanetini artır.

Efendimiz (s.a.v.)’e en faziletli amel hangisidir diye sorulunca?“vaktinde kılınan namaz” buyurdular.

Yine buyurdular ki, “Allahu Teâlâ kullarına şahadet kelimesinden sonra namazdan daha sevgili bir ibadet farz kılmamıştır.”

Eğer namazdan daha sevgili, bir ibadet olsaydı, onu meleklere yaptırırdı.

Hâlbuki melekler daima namazdadır. Bir kısmı, rükû’da bir kısmı secdede, bir kısmı ayakta ve bir kısmıda oturmaktadır.

Namaz, müminin kalbinde parlayan bir nurdur. Bu nur sayesinde mümin gaflette uyanarak hidayete ulaşır.

Namazın şartlarına uygun doğru ve dürüst olarak ihlâs ve samimiyet kılınan namaz, kulun günahlarının bağışlanmasına sebep olur.

 Namaz insanı huzura kavuşturur ve kalbin kararmasını önler.

Namaz, fakir ile zengini, amir ile memuru her seviyede ki insanı bir araya getirir.

Makalemize başlık yaptığımız,  “Şeytan namaza uyandırınca” İlgili kıssamız şöyledir.

Hz. Muaviye (r.a.) bir sabah uyandığında Efendimiz (s.a.v.) mescidinde sabah namazının kılındığı vakit biraz geçmişti.

Alelacele hazırlanıp mescide koşan Hz.Muaviye (r.a.) cemaati kaçırdığını görünce öyle bir “Ah” çekti ki, bu “ah”ı duyanlar, onun kalbine bir hançer saplandığını zannedip koştular.

O gün üzüntüsünden hiçbir şey yiyip içmedi ve odasına kapanıp ağladı. Günler sonra yine erken uyanamadığı ve cemaati kaçırmak üzere olduğu bir sabah birisi odasının kapısını hızlı hızlı çalıp ona seslendi: 

“Hey Muaviye! Kalk, Cemaati kaçıracaksın. Hz. Muaviye (r.a.) korkuyla uyandı, kapıyı açtı. Kapıdaki tanımadığı kimseye bu iyiliği için teşekkür ettikten sonra kim olduğunu sordu.

 

O, “Ben şeytanım!” cevabını verdi. “Bildiğim kadarıyla şeytan, insanları alıkoymak için uyutur.

 

Senin beni namaza uyandırman çok garip” dedi. İblis, “Evet, şaşırma! Seni cemaate yetiş diye uyandırdım.

 

Çünkü geçenki gibi yetişmeyip ah çekseydin, o denli ah edişin 100namaz yerine geçerdi. Namaz nerede kalırdı, o niyazın tesiri nerede.” (Mevlana)  

  

Namazmüminin kalbinde parlayan bir nurdur. Bu nur sayesinde mümin gaflette uyanarak hidayete ulaşır.

 

Namazın şartlarına uygun doğru ve dürüst olarak ihlâs ve samimiyet kılınan namaz, kulun günahlarının bağışlanmasına sebep olur.

                                                                                                                                 Mevla Teâlâ namazını vaktinde kılan müminlerden eylesin

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed