“15 Mayıs 2015 Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece, Peygamber (s.a.v) Efendimizin şahsında Allah Teala’nın insanlığa verdiği değeri ortaya koyan mukaddes bir yolculuğun ve manevi bir yükselişin ifadesi olan Miraç Kandilini idrak etmiş olacağız.
Büyük Buluşmanın adıdır Miraç. Bu büyük buluşma Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’dan başlar ve Efendimiz (s.a.v) oradanda Yüce Allah’ın huzuruna varır. Miraç aynı zamanda Efendimiz (s.a.v) ile beraber hareket eden insanlığın yükselişidir. Her şeyi kullarının hizmetine veren Rabbimizin merhametinin tecellisidir, Miraç. Miraç, Ümmetine son derece düşkün olan Peygamber (s.a.v) Efendimizin içini ferahlatan “ağır” hediyeler olan beş vakit namaz ve bağışlanma muştularının teslim alınmasına yolculuktur.
Miraç, insanın, ilahi rızaya ve desteğe ulaştığında akıl ve idraki zorlayan nice üst derecelere ulaşabileceğini gösterdiği gibi, mana aleminde yükselip ilahi rahmet ve huzura erişmenin öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki erdemlere yükselişten, her şeyin sahibi olan Yüce Allah’a bağlılık ve boyun eğmeden geçtiğini hatırlatan fırsattır.
Miraç, aynı zamanda bir otokritik ve muhasebe yapmak adına insanın iç dünyasına doğru yapması gereken bir yolculuktur. Kendisinin, aile fertlerinin ve tüm insanlığın manevi manada yükselişinin sağlanmasına yönelik bir aksiyonun gerçekleştirilmesi için çaba sarf etme bilincini yakalamaktır.
Miraç bir yükseliş olduğuna göre özellikle Müslümanlara düşen iyi bir kul, iyi bir ümmet, iyi bir insan olma mertebesine yükselmek azim ve gayreti taşımak ve bunu gerçekleştirmektir.
Bizzat Peygamberimiz tarafından mü’minlerin miracı olarak nitelenen namaz da, iç dünyamızdaki yükselişi ve arınmayı ifade eder. Çünkü mü’min, namazda Rabbinin huzurunda durarak, sadece O’na ibadet etme ve sadece O’ndan yardım isteme özgürlüğünü yaşar. Namazda sadece bedeni ile değil; özüyle, gönlüyle, duygu ve düşüncesiyle Allah’a yönelen ve Rabbi ile baş başa kalmanın mutluluğunu yakalayan mü’min, daima O’nun gözetimi ve desteği altında olduğunu hatırından hiç çıkarmaz, bu bilinçle hayat çizgisini anlamlı kılar.
Bu kutsal gün ve geceler, bizlere, bireysel ve toplumsal olarak iman, ibadet ve ahlak bakımından kendimizi yenileme, geleceğimizi Allah’ın rızası doğrultusunda planlama ve ümitlerimizi tazeleme fırsatları sunar. Bu fırsatları ganimet bilerek, günahlarımızdan temizlenmek için Rabbimize tövbe etmeli, rızasına uygun yaşayabilmek için O’ndan yardım istemeliyiz. Unutmayalım ki, içtenlikle yapılan dua ve tövbe, kendimizi bulma ve bilmenin, bir başka deyişle bize “şah damarımızdan daha yakın olan “ Yüce Yaratıcı’nın huzuruna kabulün en güzel yollarından biridir.”
Bu duygu ve düşüncelerle tüm Sakarya’lı hemşerilerimin, Miraç Kandilini tebrik ediyor, bu gecede Yüce Allah’a açılan ellerin, yapılan dua ve yakarışların, İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, başta İlimiz olmak üzere ülkemizin, İslam aleminin ve insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını temenni eder, Soma’da hayatını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet ve geride kalanlarına sabır ve metanetler dilerim
