Dünya ne halde şiddet, öfke, hırs, entrika, savaş, olumsuz ve  yıkıcı haller almış başını gidiyor.
Tüm bu haller zihnimize usul usul işlenip bizim için normal hale dönüştürülmeye çalışılıyor.
Özellikle Tv Programları, tüm kanallardaki dizileri yakından incelediğimizde herşeyin ne kadar kirlendiğini görebiliriz.
Evlilikler sürekli aldatmayla bezenmiş,
para kazanmak için gayri resmi yollar seçilmiş,
stratejik aile planları savaş stratejilerini aratmayacak derecede hırs barındırıyor,
silah o kadar normal bir araç ki herkesin elinde, istedikleri zaman kolayca kullanabilecekleri bir obje halinde gösteriliyor,
yani silahı eline alınca ben ne yapıyorum bu yaptığımın sonucunda bana neler olur düşüncesi hiç yaşamıyor karakterler,
silah kullanmak insan öldürmek nasıl bu kadar normalleştirilir aklım almıyor hiç,
özellikle çocuklar yıllar sonra başka bir babadan olduklarını öğreniyorlar, tüm dizilerde bu konu muhakkak var,
zengin ve aşırı lüx hayatlar sanki gerçekte herkes öyle hayat yaşıyabiliyormuş hissi yaratmalar,
hırsından, öfkesinden deliye dönen kayınvalideler, gelinler, eltiler birbirine sürekli arkadan tuzak kuran aile bireyleri.
Evet tüm bunları farkettiğim halde bende zaman zaman izliyorum, ama izlerken üzerime çöken o duygu bir yük oluyor bana, izlememeliyim diyorum eğer tepkiliysem tepkimi eylem olarak göstermeliyim.
Zamanımızı bizi daha güzel duygulara taşıyacak şeylere ayırmallıyız, dikkatimizi verdiğimiz şeylerin bizi nereye götürdüğünün farkında olmalıyız.
Eğer yaşadığımız bu dünya da yolunda gitmeyen bir şeyler varsa herkes bir parça sorumlu tepki göstermediği, sadece konuşup eyleme geçmediği  için.
Zaman kısıtlı ve değerli neyle geçirdiğimize ve bizim zihnimize yapılan oyunun farkına varmalıyız.
Biz uyutulurken bu oyunları yapanlar bizim üzerimizden dudak uçuklatıcı paralar kazanarak hayatlarını sürdürüyorlar.
Biraz daha düşünelim nasıl yaşıyoruz neye önem veriyoruz, ne kadar farkındayız, kendimiz için ve dünya için ne yapabiliriz.
Melek Başkalyoncu