Geçip gidicilik yinelenebilir. Eksik yaşanmışın insanı yaraladığını ama umudun yitirilmesinin daha da eksik bir yaşama götüreceğini üstesinden gelinmiş bir yaratma gücünün hazzını bir daha bir daha -yaralarla kaplıyken bile- bir kez daha yaşama başarısı gösterilebilir.

İhtimallerin dört nala koştuğu günler yaşarız ömrümüz boyunca ; ihtimaller dört nala koşar ama bizim kalbimiz, gözümüz öyle korku ve kaygıyla kaplıdır ki o ihtimalleri ne görebilir ne de fark edebiliriz. Ve eksik kalmış yaşantılar sarar etrafı ihtimalden yola çıkarak gidilecek güzel bir yol yarım bırakılarak bir cehenneme dönüşür.

Bizi korku ve kaygıya esir eden geleneksel kalıplar ve öğretilmiş çaresizliğimiz bizim o ihtimalleri görmemizi ve fark etmemizi istemez. Bizim hep onun kölesi olarak yaşamamızı ister. Özgür irademizle bireyselliğimizi yaşamamız onun hiç hoşuna gitmez.

Onunla baş etmek kolay iş değildir. İnsanı yorar , bazen üzer, bazen dışlar, yara bere içinde bırakır. Tüm bunlar olup biterken ihtimaller her daim hayatımızda var olmaya devam eder. Evrenin o muazzam bolluk bereketi ve her istediğimizin olabileceği ihtimaller bağlantısı hiç sekteye uğramaz. Ama sen o ihtimali seçip almayı bilemezsen kaçıp gider elinden ama kaçıp gitmesi bir kayıp değildir. Çünkü biri kaçsa bir başkası gelir bu bir döngüdür. Her ne kadar yara bere içinde de olsak etrafa iyi bakıp ihtimalleri fark edip yaratıcı gücümüzle ve sevgi dolu kalbimizle yaşama fırsatı her an bizimledir.

Eksik ve yarım kalmış, yara bere içinde olabiliriz yaşam mücadelesinde. Ama gerçekten de köklü bir inançla, huzurlu bir teslimiyetle ve güçlü bir güven duygusuyla her şey tamamlanma yolunda ilerleyebilir. İhtimalleri görüp eyleme geçerek tamamlanabiliriz..

Melek BAŞKALYONCU